| Bunu izleyen aylarda, Batı Afrika, Ebola virüsü hastalığından binlerce kişiyi kaybedecekti. | TED | خلال الأشهر التالية ستفقد إفريقيا الغربية الآلاف من الناس بسبب فيروس إيبولا. |
| Aslında bu konu ilk defa, geçen yıl Ebola salgınını duyduğumda dikkatimi çekti. | TED | لامرة مرة اهتممت بذلك الموضوع عندما سمعت عن ظهور فيروس إيبولا العام الماضي. |
| İkiniz uzun zamandır birlikte çalışıyorsunuz ve 2014 yılında Ebola krizi esnasında agresif bir şekilde bir araya geldiniz. | TED | لقد عملتما أنتما الاثنان معًا لوقت طويل جدًا، والتقيتما في ظروف سيئة عند نشوب أزمة إيبولا في عام 2014. |
| Ancak, o zamana kadar Ebola ile ilgili görmediğimiz bir şey oldu. | TED | و لكن ما حدث لاحقاً كان شيئاً لم نعهده سابقاً مع الإيبولا. |
| Birileri gelecekten çiçek veya Ebola, ya da başka bir hastalık getirirse? | Open Subtitles | شخص يحمل الجدري أو الإيبولا أو أي شئ نجهله من المستقبل ؟ |
| Haklı olarak Ebola'dan korkuyoruz, çünkü diğer hastalıklar kadar insan öldürmüyor. | TED | ولهذا نحن نخشى الأيبولا الآن لأنه لا يقتل مثلما تفعل أمراضٌ أخرى. |
| O dönem Ebola hakkındaki tüm bilgim tıp okulunda okumuş olduğum bir sayfalık bir makaleden ibaretti. | TED | في هذا الوقت كل معرفتي عن إيبولا جاءت من مقال من صفحة واحدة قرأته في كلية الطب. |
| Bu yüzden, izleyen haftalarda ve aylarda sağlık çalışanları Ebola virüsünden fazlasıyla etkilenmişti. | TED | ففي تلك الأسابيع و الشهور التي أعقبت ذلك العمال الصحيون تضرروا بفيروس إيبولا بشكل غير متناسب. |
| Dört gün sonra, ABD Barış Gönüllüleri Ebola nedeniyle Liberya, Sierra Leone ve Gine'den çekildi. | TED | بعد أربعة أيام انسحبت كتائب السلام التابعة للولايات المتحدة من ليبريا وسيراليون وجيجيا بسبب إيبولا. |
| Ağustos ayında Monrovia'daki JFK Hastanesi'nde Ebola tedavi birimini oluşturan bir ekibe katıldım. | TED | في أغسطس انضممت إلى الفريق في مستشفى جيه إف كيه في مونروفيا من أجل إنشاء وحدة معالجة إيبولا. |
| Şehirdeki ikinci Ebola tedavi birimini yürütmekle görevlendirildim. | TED | لقد كُلفت بإدارة وحدة معالجة إيبولا الثانية في المدينة. |
| Sadece bakım sağlamakla kalmadım, Ebola ile yüz yüze geldim. | TED | أنا ما قدمت الرعاية فقط لكني تقابلت وجهاً لوجه مع إيبولا أيضاً. |
| Salgının en kötü döneminde, her günü Ebola virüsü riski altında geçirmek en berbat anılarımdan birisiydi. | TED | والعيش كل يوم مع المخاطرة العالية لنقل مرض فيروس إيبولا خلال أسوأ تفشي المرض كان واحد من أسوأ تجاربي. |
| Bu çipleri, Ebola gibi hastalıklar veya SARS gibi başka ölümcül hastalıklar hakkında daha çok şey öğrenebilmek için kullanabiliriz. | TED | كما نستطيع استعمالها لتعلّم المزيد عن الأمراض مثل الإيبولا أو أمراضا قاتلة أخرى كفيروس سارس. |
| Ebola, çocuklarınıza istediğiniz gibi dokunamamanız demek. | TED | الإيبولا يعني أنك لا تستطيع معانقة أولادك كما يجب في مثل هكذا وضع. |
| Ebola Lofa ilçesinde nasıl sonlandırıldı? | TED | و لكن في المقام الأول، كيف وصلت الإيبولا إلى مقاطعة لوفا؟ |
| Dünyanın her yanından insanlar sormaya başladı: Ebola bu şekilde yayılmaya başlarsa durdurabilir miyiz? | TED | بدأ يتسائل العديد من الناس حول العالم هل يمكننا إيقاف إنتشار الإيبولا بتوسعه هذا؟ |
| Lofa'nın nasıl bir durumda olduğunu size anlatmıştım. Orada sekiz haftadır Ebola vakası görülmedi. | TED | أخبرناكم بقصة كيف أن مقاطعة لوفا وصلت إلى حالة عدم ظهور الإيبولا إلى مدة ثمانية أسابيع. |
| Ebola'dan, bizi öldürdüğü ve bunu tedavi edemediğimiz için korkuyoruz. | TED | ونحن نخشى الأيبولا إنطلاقاً من قاعدة أنه يقتلنا ولا يمكننا علاجه. |