| Düşmanla arkadaşlık etmek, vatana ihanet niteliğinde bir suçtur, Eddington. | Open Subtitles | الاندماج مع العدو هو الحماية يا ادينجتون |
| Eddington'ın ispatı ile birlikte, Einstein ünlü olmasının yanı sıra, az tanınan bilim adamı konumundan bir anda dünyanın en tanınmış kişisi haline geldi. | Open Subtitles | اثبات ادينجتون جعل من اينشتين العالم الغير معروف واحدا من اهم و اشهر الشخصيات العالمية |
| Beş yıl sürmüş bir mağlubiyeti mükemmel bir nezaketle karşılamıştın, Eddington. | Open Subtitles | لقد خسرت خمس سنوات بأدب يا ادينجتون |
| Sir Eddington ve ben bir güç kaynağı bulma çabasındaydık. | Open Subtitles | أنا و السيد (إدينجتون) كُنا قيد البحث عن مصدر للطاقة |
| İyi geceler, Bay Eddington. | Open Subtitles | ليلة سعيدة سيد إدينجتون. |
| İyi geceler, Bay Eddington. | Open Subtitles | ليلة سعيدة، سيد إدينجتون |
| Belki de yakın bir zamanda Bayan Eddington olacak. | Open Subtitles | ربما ، فالسيدة ادينجتون ستأتي قريبا |
| Savaş durumundayız, Eddington. Almanya bizim düşmanımız. | Open Subtitles | نحن في حرب ادينجتون والمانيا هي العدو |
| Arthur Eddington ilginin üzerine çekilmesinden hoşnut değildi ve hayatının geri kalanını bilimsel birikimini dini inancı ile birleştirmeye çalışarak geçirdi. | Open Subtitles | لم يحظ ارثر ادينجتون بالضوء الكافي وقضى باقي عمره يطابق العلوم النظرية على معتقداته الايمانية و اليوم اعماله منسية تماما |
| Arthur Stanley Eddington'a." | Open Subtitles | نحتاج آرثر ستانلي ادينجتون |
| Eddington! Alayı uğurlamaya mı geldin? | Open Subtitles | ادينجتون تعال لترى |
| Eddington. İngiltere. | Open Subtitles | انجلترا ، ادينجتون |
| Bu kadarı yeter, Eddington. | Open Subtitles | يكفي هذا يا ادينجتون |
| Sizlere Arthur Eddington'ı takdim ediyorum. | Open Subtitles | نحن ننادي على ارثر ادينجتون |
| Eddington? | Open Subtitles | ادينجتون ؟ |
| Haklısınız, Bay Eddington. | Open Subtitles | أنت على حق، سيد إدينجتون |
| Eddington'ı göndermemin işimi bitirene kadar bana zaman kazandıracağını umuyordum. | Open Subtitles | أملت أن إبعاد (إدينجتون) قد يُؤخركِ بما فيه الكفاية حتي أنهي عملي |
| Elbette önce Eddington'ın binmesine izin verebilirdim. | Open Subtitles | (حسناً، ربما سأسمحُ لـ (إدينجتون أن يذهبَ أولا |
| Tam olarak Efendi James Eddington. | Open Subtitles | السيد (جيمس إدينجتون) بالتحديد |
| Efendi Eddington şeker hastasıydı. | Open Subtitles | كان السيد (إدينجتون) مصاب بالسُكري |
| Eddington gözlemevine gitmekteydi. | Open Subtitles | إدينجتون) كان في طريقه إلى المرصد) |