| Bebeğinin nereye satıldığıyla ilgili sana yardım edemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لم أستطع مساعدتك بالعثور على طفلتك أين إنباعت |
| Ama öykünün içine girdikçe, göz ardı edemediğim iki büyük çevresel sorunun farkına vardım. | TED | ولكن كما حصلت على المزيد من المشاركة في القصة أدركت أن هناك اثنتين من القضايا البيئية الكبيرة التي لم أستطع تجاهلها. |
| Annenizin sene-i devriyesine iştirak edemediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفه، لم أستطع حضور حفل تأبين أمك الأول |
| Bütün samimi çabalarıma rağmen kesin matematiksel doğruluğun uyumundan yok edemediğim bir anormallik sonucu sen oluştun. | Open Subtitles | انت هو احتمال حدوث شيء شاذ على الرغم من جهودي لتفادي ذلك لم استطع ان ازيل ذلك. لانه اذا تمت ازالتك |
| ... kesinmatematikseldoğruluğun uyumundan yok edemediğim bir... | Open Subtitles | لم استطع ان ازيل ذلك. لانه اذا تمت ازالتك |
| Ameliyat olsam da, olmasam da bu herifleri alt edemediğim sürece bunu bile bile yaşayamam. | Open Subtitles | بوجود جراحة أو من دونها... لن يرتاح ضميري أبداً ما لم أجد وسيلة لإيقاع هؤلاء القوم |
| Size daha fazla hizmet edemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لكوني لم أستطع خدمتكِ بأكثر من ذلك. |
| Kaegorize edemediğim başka bir şey daha buldum. Size yollayabilir miyim? | Open Subtitles | لقد وجدت شيئاً اخر و لم أستطع تصنيفه هل يمكنني أن أرسله لكِ؟ |
| Sizinle görüştüğüm için çok mutluyum. Bugün sizi ziyaret edemediğim için ise üzgün. | Open Subtitles | أنا آسف لأنني لم أستطع أن أجنبك الصعود إلى منصة الشهود |
| Benim tahammül edemediğim, diğer adamdı. | Open Subtitles | هـذا هو الشخص الآخر الذي لم أستطع العيش معه |
| Yardım edemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن أعود للعمل آسف أني لم أستطع أن أساعد |
| ABD'ye geri döndüğümüzde yardım edemediğim düşüncesine takılıp durdum. | Open Subtitles | , خلال العودة , لم أستطع منع نفسي من التفكير |
| Eğer, yardım edemediğim hastalar için her gün üzülürsem, ben yaşayamam. | Open Subtitles | حسنا , إذا حزنت على كل مريض لم أستطع مساعدته , لما إستمريت في مهنتي لليوم |
| Seni ikna edemediğim için üzüldüm. Ama seni anlıyorum. | Open Subtitles | آسفة لأنّي لم أستطع إقناعك، لكنّي أتفهّم. |
| Benim bile elde edemediğim Byakugou no In. | Open Subtitles | علامات الشفاء المئة التي لم أستطع الوصول إليها |
| Öleceğimi düşündüğüm zaman geride bırakmaya cesaret edemediğim sadece sendin. | Open Subtitles | عندما ظننت أنني يموت ستعمل كنتم الشيء الوحيد لم أستطع تحمل لتترك وراءها. |
| Benim ciddi güzellik arasında kararsız d d ve daha önemli olan bir şey d benim güzelliği terk edemediğim d ama çirkin bir savaş yüz d şeritli d şeritli d şeritli d şeritli | Open Subtitles | ♫ مزق بين بلدي الجمال الرسمي ♫ والشيء الوحيد الذي يهم أكثر ♫ لم أستطع التخلي عن جمالي |
| Ama sonra sırf yardım edemediğim için bir kadının evsiz kalmasını öylece izledim. | Open Subtitles | و أشاهد إمرأة تتشرد لأنني لم أستطع مساعدتها. |
| Seni Cadılar Bayramı'nı sevme konusunda ikna edemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | انا آسف لأنني لم استطع اقناعك بحب الهالوين |
| Yardım edemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | انا آسفة انى لم استطع المساعدة |
| Müze olayını arkamda bırakmaya çalıştım ama göz ardı edemediğim tek bir şey vardı. | Open Subtitles | لكن هنالك شئ واحد لم استطع ان اتأكد منه |
| Ameliyat olsam da, olmasam da bu herifleri alt edemediğim sürece bunu bile bile yaşayamam. | Open Subtitles | بوجود جراحة أو من دونها... لن يرتاح ضميري أبداً ما لم أجد وسيلة لإيقاع هؤلاء القوم |