| Ben Stathis Borans, Particle Magazine'nin editörü. | Open Subtitles | أنا ستاتيس بورانز رئيس تحرير مجلة بارتيكل |
| Çalışkan öğrenci, okul gazetesinin editörü, sınıf birincisi. | Open Subtitles | طالب متميز ، رئيس تحرير صحيفة الطلاب ، متفوق |
| editörü. Oldukça meşgulmüş. Hakkında birçok bilgiye sahipmiş. | Open Subtitles | إنه المحرر من الواضح أنه كان مشغولاً جداً في جمع معلومات عنك |
| Hakaret etmeye kalkacaksanız, ACN Digital'in baş editörü olduğumu unutmadan yapın. | Open Subtitles | أنا المحرر الرئيسي لـ"أي سي إن" الرقمية، إن كنتم تريدون إهانتي. |
| Okul gazetesinin editörü ve geçenlerde bir edebiyat dergisine başladım. | Open Subtitles | محرّر جريدة المدرسة و أنا حديثاً قد بدأت بالمجلة الأدبية |
| Ryan Reed yıllık editörü ve onur kurulu üyesi. | Open Subtitles | مُحرر الكتاب السنوي وعضو في مجتمع الشرف |
| Şimdide karşınızda "Amigo Moda" dergisinin editörü Brenda ve yanında UCA başkanı | Open Subtitles | لذلك رجاءً أعطِوا ترحيب حارّ ضيف الشرف مقدم الحدث محرّرة مجلة أزياء المشجعين الآنسة. |
| Ben Diva'nın yeni baş editörü oldum. | Open Subtitles | لدي اعلان مهم .لقد عرض عليا العمل كرئيس تحرير ي ديفا |
| Gazete editörü olmak için çok zayıfsın. Dedikodu gazetesiyiz, kabul ediyorum. Ama gurur duyuyorum. | Open Subtitles | منذ أسبوعين كنت رئيسة تحرير في الجريدة جريدة خرقاء، لا بأس، ولكن يمكنني قولها بكل فخر |
| Arkadaştık. Gazetenin editörü olunca ilk olarak onu işe aldım. | Open Subtitles | كنا أصدقاء، وعندما أصبحتُ رئيس تحرير الصحيفة |
| Durduk yere bir dergi editörü aradı ve senin Prens hakkında bir makale yazmam için beni tuttu, ve seninle birlikte olduğunu anladığım anda vazgeçtim. | Open Subtitles | اتصل بي رئيس تحرير إحدى المجلات فجأة واستأجرني حتى أكتب تقريراً عن أميرك وانسحبت في اللحظة التي اكتشفت فيها أنه معك |
| Sadece o aptal gazetenin editörü olduğu için burada. | Open Subtitles | هو فقط هنا لأنه رئيس تحرير الورقة الغبية لماذا انت مهتم حتى؟ |
| - Yeni editörü ayarlayıp geri dönerim. | Open Subtitles | سأساعد المحرر الجديد في العمل وأعود بعد ذلك |
| Belki de karısı ve editörü adamı suratından vurmuştur. | Open Subtitles | ربما زوجته أو المحرر الخاص به اطلق عليه النار في وجهه. |
| Ben de kullandığı alanın bit eşleştirmesini yaptım bir hex editörü ekledim ve bazı kalıp dosyalarını arattım... | Open Subtitles | لذلك أنا قمت بتتبع بصمة نظام التشغيل و قمت بتحميلها إلى المحرر وقمت ببعض البرمجة |
| Sence moda editörü olmak ilgini çekiyor mu? | Open Subtitles | تَعتقدُ أنْ تَكُونَ محرّر الإتّجاهاتَ الذي يَصِلُ إليك؟ |
| Bazooka Joe karikatürünün editörü reddettikten sonra bu espriyi yapmayı bırakacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أنك ستتوقف عن قول هذه المزحه بعد أن رفضها مُحرر جريدة "بازوكا جو للكوميديا" |
| - Leg Show editörü] | Open Subtitles | ''محرّرة بمجلة ليق شو'' كان حقاً، بإعتقادي... |
| Yönetim kurulu baş editörü bulmak için küresel bir araştırmaya başladı. | Open Subtitles | حسناً، لن يدوم ذلك الأمر. قد أطلق مجلس الإدارة بحثاً عالمياً عن رئيس التحرير القادم. |
| Bir Japon hukuk şirketinde kopya editörü olarak çalışacağım. | Open Subtitles | حصلت على عمل كمحررة نسخ في شركة محاماة يابانية |
| Moda editörü olarak konumunu geri kazanmak için bütün kitabı görmezden gelen zavallı bir Fransız erkeği gibi. | Open Subtitles | مثل الرجل الفرنسي الفقر الذي كان عليه أن يكتب كتاباً ليستعيد الحالة التي كان عليها كمحرر للموضة |
| Artık onların baş editörü. | Open Subtitles | هي الأن رئيسة التحرير الجديدة هناك |
| Demokrat'ın yeni editörü benim, evet. | Open Subtitles | أنا المحررة الجديدة في صحيفة "إندبندنت"، أجل |
| McIntyre bunu yazdı ve High Times'ın editörü bunu okudu. | TED | ماكنتاير كتب عن ذلك وقرئ مقاله محرر مجلة هاي تايمز. |
| Başkanlık eski bir dost basının seçkin bir üyesi "Shinbone Star"ın kurucusu, sahibi ve editörü Bay Dutton Peabody'yi takdim eder. | Open Subtitles | الرئيس له صديق قديم هذا العضو المميز من السلطة الرابعة ... مؤسس، مالك، ناشر ورئيس تحرير من "شانبون ستار" ... |
| Onlar da kısa bir süre önce, tıpkı Ben'in ürettiğine benzer bir ebedi eser öneren genç bir editörü işe almışlardı. | Open Subtitles | لأنها مؤخرا قد أستأجرت محررا شاب الذي كان يملك القوة فقط لنوع من الأطروحات الأدبية التي ينتجها بن |
| Gazetenin yeni şehir editörü hafta sonu içki yasasında büyük olaylar istiyor. | Open Subtitles | مُحرّر صحفي يريد مساحة بحجم 40 إنشا للكتابة عن إصلاح مجلس الخمور |
| Bir şirket CEO'su, Shogakukan editörü ve başarılı insanlar enfeksiyon kapmış. | Open Subtitles | رئيس الشركة و مدير التحرير و جميع الناس الناجحون فيها تعرضوا للعدوى |