| Evet efendim. Daha bebekler. Sarı saçlı küçük bir kız. | Open Subtitles | أجل يا سيدى , مجرد رضيعتين بنات بشعر أصفر ذهبى |
| -Teşekkür ederim, efendim. -Yola çıkmaya hazır mısınız, Albay? Hayır, teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لك يا سيدى هل أنت مستعد للرحيل , أيها العقيد ؟ |
| Hiç önemi yok, efendim. Okyanusta bir damla bile değil. | Open Subtitles | اوو سيدى العزيز ، انها حتى ليست نقطة فى محيط |
| Biliyorum efendim. Ama belki Bay Smith kazara da olsa haklıdır. | Open Subtitles | أعرف ذلك يا سيدي لكن ربما يكون السيد سميث محقا بالصدفة |
| Bayan Manion, Plaza Sineması'nın bir çalışanı mısınız? Evet, efendim. | Open Subtitles | آنسة مانيون، انت موظفة في دار العرض بلازا نعم سيدي |
| Sizi temin ederim efendim,ikinci asma köprü ilkinden çok daha sağlam. | Open Subtitles | كن متأكدا ياسيدي أن الجسر المتحرك أقوي من الجسر الذي قبله |
| Yüce efendim eğer şimdi gözünde değer kazandıysam bu kulunu görmeden geçme. | Open Subtitles | يا سيد ان كنت قد وجدت نعمة في عينيك فلا تتجاوز عبدك |
| -Uyandığında herkes ne yapacağını biliyor mu? -Evet efendim, ama... | Open Subtitles | هل كل شخص يعرف جيدا ماذا سيفعل حين يستيقظ ؟ |
| Hayır efendim, hatırladığım kadarıyla hayır. - Genellikle şarap içer miydi? | Open Subtitles | لا يا سيدى, لا اتذكر هل هو يشرب النبيذ عادة ؟ |
| - Tüm motorlar dursun! Kayığı ayırın. - Peki efendim. | Open Subtitles | جميع المحركات تتوقف , إخرج الزورق الصغير نعم يا سيدى |
| - Bunları da odalarına kilitleyin. - Peki efendim. Götürün. | Open Subtitles | إحبسهم فى غرفهم نعم يا سيدى , خذهم من هنا |
| efendim, koca bir ormanın içindeyiz, her yerden binlerce kilometre uzakta. | Open Subtitles | سيدى , لقد ضللنا فى الأدغال ألف ميل من لا مكان |
| Hayır efendim. Asıl benim elimi yolları üzerine koymamam gerekirdi. | Open Subtitles | كلا يا سيدى كان يجب ألا أضع يدى على القضبان |
| Askerlerin morali çok yüksek, efendim. Gitmek için çok hevesliler. | Open Subtitles | سيدى , إن الرجال فى حالة نفسية جيدة متلهفون للذهاب |
| Sizden çok etkilendi efendim. İsteyin, sizi hemen sahne arkasına götüreyim. | Open Subtitles | لقد أخذت بك يا سيدي قل الكلمة و سآخذك وراء الكواليس |
| Siz ayrılırken efendim, John Silver da görevinin başına geçecek. | Open Subtitles | حسنا يا سيدي وبعد إذنك جون سيلفر عاد تحت قيادتكم |
| Korkarım kendimden bahsedemem, efendim, çünkü ben ben değilim, biliyorsunuz. | Open Subtitles | لا أستطيع توضيح نفسي يا سيدي لأنني لست نفسي حقيقة |
| - Hitch, şu atları arabalara bağla. - Peki, efendim. | Open Subtitles | ـ إجعلهم يربطون خيولهم في العربات ـ نعم ، سيدي |
| Bu doğru değil, efendim. Burada soğuktan ölüyorum. Doğru değil. | Open Subtitles | هذا ليس صائباً ياسيدي.سألقى حتفي من البرد هنا.هذا ليس صائب. |
| İyi akşamlar, ben Jennifer Barrett. Bay Barrett, iyi akşamlar efendim. | Open Subtitles | مساء الخير، معك جينيفر باريت سيد باريت ، مساء الخير، سيدي |
| Günaydın, efendim. Servise neyle başlamamı istersiniz? Portakal suyu, kahve? | Open Subtitles | صباح الخير يا سيدى ماذا اقدم لك,عصير البرتقال او القهوه؟ |
| - Bütün ordu bu olmalı. - Hala yerleşiyorlar efendim. | Open Subtitles | هذا الجيش كله يجب أن يكون قد حدد مواقعه ياسيدى |
| Daireniz, siz gelinceye kadar cennetin yıldızları gibi parıldayacaktır, efendim. | Open Subtitles | سيتلألأ قصرك كالنجوم في السماء، عند وصولك بسلامة يا مولاي |
| Aksi taktirde beni rahat bırakın. Yapacak işlerim var efendim. | Open Subtitles | عدا هذا أتركيني وحدي فلدي عمل أقوم به يا سيدتي |
| İzin verirseniz, efendim, postacı adanın bir Kızılderili... başına benzediğini söyledi. | Open Subtitles | عفواً يا سيدى ، لقد أخبرنى الملاح أن السبب هو أنها تشبه رأس الهندى |
| Akşam yemeği 15 dakika içinde hazır olacak, efendim. Teşekkür ederim, Leakin. | Open Subtitles | العشاء سيكون جاهزا فى خلال 15 دقيقة يا سيدتى شكرا يا ليكن |
| İzninizle efendim. Özür dilerim. Lütfen izin verin hemen ilgileneyim. | Open Subtitles | المعذرة سيدي أنا آسف جدا ارجوك دعني أهتمّ بهذا فورا |
| - Söyle be adam. - Korsan gemisine benziyor, efendim. | Open Subtitles | .ـ أستمر، يا رجل .ـ إنها تشبة سفينة قرصان، سيّدتي |