| Bu demek oluyor ki, ne kadar zaman veya para veya efor harcarsak harcayalım, bir tedavi üretemeyeceğiz. | TED | هذا يعني لا يهم مدى الوقت أو المال أو الجهد الذي بذلنا فيه، سوف لن يقودنا إلى علاج. |
| Tüm ulus aya insan göndermek uğruna yıllarca efor sarfedip servet harcadı. | Open Subtitles | الأمة برمتها كرّست عقد من الزمان من الجهد والمال لإنزال انساناً على سطح القمر |
| Ama sen sadece bu kadar yaptın. Bu fazladan bir efor gerektirir, bizim bugün buraya gelmemizi sağlayan da bu. | TED | بينما انت تقوم بهكذا فحسب يبدو هذا هو نوع المجهود الذي وصل بنا الى ما وصلنا اليه اليوم |
| Böyle bir efor onun için kolay olurdu. | Open Subtitles | مما يناسب شخصا لمثل هذا المجهود, ويجعله سهلا عليها |
| hiç mi hiç efor harcamadan gerçek gücü elde edeceğim. | Open Subtitles | بهذه الحبة ،فورا بدون جهد وسهل جدا أكسب قوة حقيقية. |
| Oldukça işbirlikçi bir efor aynı zamanda oldukça zorlu ancak ödülü gerçekten büyük. | Open Subtitles | كان مجهود جماعي متميز صعب جدا وقاسي ولكنه نال رضائنا وأعجبنا في النهاية |
| Gözlerini ileri geri hareket ettirirken çok fazla efor sarf ediyorsun. | Open Subtitles | إنهم يبذلون مجهوداً كبيراً لتحريك عيونهم. |
| Daralan kriterinin içerisine ne kadar çabuk efor katarsan, daha fazla test yapmanı kabul ederim. | Open Subtitles | سأوافق على إجراء المزيد من الفحوص حالما تبذلين بعض الجهد في تقليل معايير البحث |
| efor testi onu kanatıp öldürebilir. | Open Subtitles | واختبار الجهد قد يسبب نزفاً دماغياً ويقتله |
| Bence küçücük bir haz için çok fazla efor sarfediyorsun. | Open Subtitles | أعتقد بأنكِ ستضيعين الكثير من الجهد مقابل مردود بخس. |
| Yatacağım diye çok efor sarf ediyorsun! | Open Subtitles | كنت وضعت الكثير من الجهد إلى تجنب العمل خارج. |
| Hükümet somon balıkçılığı projesinden çekildi ve biz de bunun için büyük zaman ve efor harcamıştık. | Open Subtitles | حسناً ، الحكومه انسحبت من مشروع صيد سمك السلمون و نحن وضعنا الكثير من الوقت و الجهد بهذا المشروع |
| Benimki gibi bir popo efor istiyor. | Open Subtitles | مؤخرة كالتي أمتلكها تحتاج إلى بذل الجهد. |
| Bak, sarfettiği efor sayesinde banka hesaplarımız dolacak. | Open Subtitles | انظر إلى المجهود الخارق الذى بذله فى اختراق البنك اليوم |
| Göründüğünden daha fazla zaman ve efor gerektiriyor | Open Subtitles | هذا لا يبدو أنه يستحق المجهود في النهاية |
| Berbat bir şey, maraton için antrenmanlarda sarf ettiğim bütün o efor tamamen boşunaymış. | Open Subtitles | كل هذا المجهود الذي وضعته في التدريب من أجل الماراثون كان مضيعة |
| Arkadaşlarla her şey çok kolay, sadece akar gider fazladan efor harcamana gerek yoktur. | Open Subtitles | مع الأصدقاء الأمر سهل , تسترسل في الحديث فحسب لا تحتاج أن تبذل كل هذا المجهود |
| Dört yıllık plana ne kadar efor harcandığının farkında mısınız? | Open Subtitles | هل تدرك مدى الفكر و جهد قد ذهب إلى خطة أربع سنوات؟ |
| Bu kadar zaman ve efor harcadığın sana verilen bir hediyeyi, bu yeteneği ...bir anlık hevesle çöpe atmana izin veremem. | Open Subtitles | الموهبة التي سخرت لها وقت و جهد كثيرين و تضيعيها بها بسبب نزوة |
| Yani ne zaman asansör genel bakıma girse insanlar kardiyovasküler efor sarfetmeye zorlanıyor ve iş bitene kadar bu sorunu çekmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لذا عندما يكون هناك شيء روتيني مثل صيانة المصاعد والناس مجبرة على بذل جهد بالقلب والأوعية الدموية وعلينا المقارنة في نهاية الوقت |
| Suya girmek için bir efor sarf ediyorsun, ...ama girdikten sonra ne kendi ağırlığını hissediyorsun, ne de terliyorsun. | Open Subtitles | إنه مجهود بأن تدخل للماء لكن عندما تفعل ذلك، فـ تكون بلا وزن ولا حتى تتعرق |
| Yataktan çıkmak için bile büyük bir efor sarf ediyorum. | Open Subtitles | حتى إنّي أبزل مجهوداً جمّاً لإخراج نفسي من السرير. |
| Ama fazladan biraz efor sarf etmeliyiz. | Open Subtitles | فقط نحنُ نحتاج إلى بعضٍ من الجُهد الإضافىّ. |