| Mos Eisley'in öbür tarafında bir yerde sanırım. | Open Subtitles | في مكان ما من الناحية النائية من (موس آيزلي) على ما أظن |
| Aşağıda Marcus'la karşılaştım, bana Collin Eisley'den bahsetti. | Open Subtitles | للتو صادفت في الأسفل (ماركوس) أخبرني بخصوص (كولين آيزلي) يبدو ان الأمر لم يسر بشكل جيد |
| Geçmişi yüzünden Bay Eisley'in parası kayyumda. | Open Subtitles | كما تعلمين، بسبب تاريخه، مال السيد (آيزلي) في دائرة الودائع السرية ذلك يعني أنه لم يلمسه، صحيح؟ |
| Eisley'in parası Robiskie Yatırımcılık tarafından kontrol ediliyor olsa olsa ikinci sınıf bir aracı kurum. | Open Subtitles | والآن، ودائع (آيزلي) مثبتة من قبل استثمارات (روبيسكي)، منزل سمسرة ذو رتبتين على أفضل وجه |
| Unutma. Yarın Lord Eisley'nin partisi var. Tüm ekibi davet etti. | Open Subtitles | (لا تنسى , غداً حفلة اللورد (ايسلي لقد قام بدعوة جميع طاقم التمثيل |
| Ama (TYMB) Teknik Yardım Müdahale Birimi raporunu hazırladığında, o gizemli kutunun Eisley'i suçla irtibatlandıracağına inanıyorum. | Open Subtitles | وحدة المساعدة التقنية تقريرها، فإن ذلك الصندوق الغامض سيصل (آيزلي) بالجريمة |
| On yıl önce batılı firmalar yeniden yapılanma adı altında Irak'ın kaynaklarını talan ederlerken Eisley, Kerkük yakınlarındaki petrol sahalarını geziyordu. | Open Subtitles | منذ عشر سنوات، عندما كانت شركات (وسترن) تسلب الموارد العراقية باسم إعادة التعمير، طاف (آيزلي) في أرجاء حقول النفط |
| Bay Thompson. Lawrence Eisley. | Open Subtitles | السيد (طومبسون) (لورينس آيزلي) |
| Bayağı bir sanat koleksiyonunuz var, Bay Eisley. | Open Subtitles | مجموعة فنية كثيرة هنا، سيد (آيزلي) |
| Bize yanıldığımızı söyleyin, Bay Eisley. | Open Subtitles | أخبرنا إن كنا مخطئين سيد (آيزلي) |
| Eisley olayında. | Open Subtitles | في أمر (آيزلي) |
| Bahçe davetinden Mike Eisley ciddi olup olmadığımızı sordu. | Open Subtitles | مايك ايسلي) من حفلة الحديقة تلك) سألني اذا كانت علاقتي هذه معك علاقة جادة |