| ekonomimiz 2000'den 2007'ye devasa fazla-kredi çeken tüketicilerin sırtında büyüdü. | TED | نما اقتصادنا من 2000 إلى 2007 على خلفية أن المستهلكين يتسلفون على نطاق واسع. |
| ekonomimiz eşya/mala dayalıydı bu yüzden pamuk fiyatları ya da buğday fiyatları ve sonuçta petrol ve doğal gaz fiyatları da. | TED | لقد كان اقتصادنا قائماً على البضائع، على قيمة القطن أو قيمة القمح، والأهم هو قيمة النفط والغاز الطبيعي. |
| 1970 lerde enerji fiyatları asla gerilemez gibi göründüğünde ekonomimiz uçuyordu ve sonra 1980 lerin başlarında hızlıca çukura düştü. | TED | في السبعينات، عندما بدا أن سعر الطاقة لن يتراجع أبداً، كان اقتصادنا يحلّق، وثم في بداية الثمانينات، انحدر بسرعة. |
| Made in USA. ekonomimiz için iyi. | Open Subtitles | صنع في الولايات المتحدة هذه من الاقتصاد كما اعتقد |
| Eğer ekonomimiz, zengin insanların taşralıları istismar etmesine izin vermeseydi burası nasıl bir ülke olurdu ki? | Open Subtitles | كيف ستكون هذه البلاد إذا كان الاقتصاد فيه لا يسمح للأغنياء أن يستغلوا السُذّج |
| ekonomimiz çökerdi. Barış dolu hayatımız ve geleneklerimiz ortadan kalkardı. | Open Subtitles | سيتدمر إقتصادنا ، و حياتنا المسالمة و عاداتنا ستختفي |
| Bir savaş sürdürüyoruz, durgun bir ekonomimiz başarısız bir eğitim sistemimiz ve değişen iklimimiz var. | Open Subtitles | نحن نخوض حرباً إقتصاد راكد نظام تعليمي فاشل ومناخ متغير |
| Küresel ekonomimiz bundan pek de farklı değil. | TED | لا يختلف اقتصادنا العالمي عن هذا الوضع. |
| Yani, bizim ekonomimiz küçük ancak işte bu noktada işler ilginçleşmeye başlıyor. | TED | إذن، اقتصادنا صغير، ولكن هُنا يكمن التشويق. |
| Suçsuz turistleri taciz etmeye devam ederseniz ekonomimiz mahvolacak. | Open Subtitles | إن استمريت فى أفعالك هذه ، مع السياح غير الضارين ، فسوف تدمر اقتصادنا |
| Sekiz saat içinde ekonomimiz bir kaos içinde olacak. | Open Subtitles | بعد ثمان ساعات، كان اقتصادنا ليكون في حالة كارثية |
| Evet, bir bakıma haklılar, çünkü ekonomimiz materyalizm ve menkul kıymetler üzerine kurulu. | Open Subtitles | حسنا، هم على حق في الشعور، لأن اقتصادنا يستند المادية، لأنه يقوم على هذه الأوراق. |
| Kendi ekonomimiz için bunu yapmamız gerekiyor. | TED | نحتاج أن نفعل ذلك من أجل اقتصادنا نحن |
| Bu durumda paylaşma ekonomimiz devreye girer veya benim dediğim şekliyle evde bakımın Airbnb'si. | TED | حسناً، هنا يأتي دور اقتصادنا المشترك، أو كما أحب أن أسميه "إير بي إن بي" للرعاية المنزلية. |
| Ve neden ekonomimiz bizi zayıflatıyor? | Open Subtitles | اذن, لماذا يعمل اقتصادنا على افشالنا؟ |
| Belki ekonomimiz yakında bize geri döner. | Open Subtitles | لعلّ اقتصادنا يعود إلينا قريباً. |
| Fakat, ekonomimiz buna izin vermedi. | Open Subtitles | لكن الاقتصاد لم يعُد إلى حالته الطبيعية. |
| Evet, ekonomimiz sağ olsun. Eskiden her vardiyada iki kişiydik ama artık... | Open Subtitles | نعم، الاقتصاد حقير، كنّا اثنين في كلّ نوبة، لكن الآن... |
| Bütün ekonomimiz savunmasız elektronik üzerinde ilerliyor. | Open Subtitles | إقتصادنا بالكامل يعمل على الإلكترونيات المعرضة للخطر. |
| ekonomimiz yaralı ve federal durum çok büyük bir bakış açısı geliştirmedi hakettiğimiz gibi değil hiçbişey | Open Subtitles | إقتصادنا يعاني، والحكومة الفدرالية لم توفر الرقابة الكافية التي نحتاجها ونستحقها |