| Eğer kaçmaya çalışacaksak, Fransız Elçiliği en iyi şansımız. | Open Subtitles | إذا صارت الأمور إلى الأسوء، سمعت أنه من الأفضل اللجوء للسفارة الفرنسية |
| - Sadece Elçiliği aramış. | Open Subtitles | الإتصال الوحيد الذي قامت به كان للسفارة. |
| Ama ABD Elçiliği'ne de gidemeyiz. - Neden? | Open Subtitles | ولا يمكننـا الذهاب للسفارة الأمريكية أيضاً |
| Yani, Kanada Elçiliği'ne her ne diyeceksen, Bana da diyebilirsin. | Open Subtitles | لذا أياً كان ما عليكِ أن تقوليه للسفارة الكنديّة، فيمكنكِ قوله لي |
| Görünüşe göre Elçiliği ve muhtemel kaçış güzergahlarını inceliyorlar. | Open Subtitles | وظهر بأنهم متجهين للسفارة ومحتمل لهم وجهة هرب |
| Bana verilen talimatlara göre yanlış kod ismi kullanan kişi Sovyet Elçiliği'nin casusudur. | Open Subtitles | التعليمات التي اعطيت ان اي شخص يستخدم الاسم الرمزي الخاطئ هو عميل للسفارة الروسية |
| O da Sovyet Elçiliği'ne bilgi aktarıyor. | Open Subtitles | و هو في المقابل , ينقل معلومات للسفارة السوفيتية |
| İtalyan Elçiliği'ne gitmeyin. - Anladın mı? | Open Subtitles | لا يمكنـكِ الذهاب للسفارة الإيطاليـة |
| O yarın İngiliz Elçiliği'e dönecek! | Open Subtitles | غدا ستعود للسفارة البريطانية |
| Kevin'ın, Amerikan Elçiliği'ne nedense söylemeyi ihmal ettiği bir detay. | Open Subtitles | ثمّة تفصيلٌ أهمل (كيفن) ذكره بطريقة ما للسفارة الأمريكية. |