| Sırrınız her ne ise sıkıcı olduğuna Eminim o yüzden ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | مهما كان سرّكم أنا متأكدة أنه ممل لذا أنا لست مهتمة | 
| Daha iyi hissetmeni sağlayacaksa şunu söyleyeyim Eminim o da aynı şeyleri hissediyordur. | Open Subtitles | إذا كان هذا سيشعرك بأى تحسن أنا متأكدة أنها تشعر بالضبط بنفس الشئ | 
| Eminim o kasabada hala bağlantılarınız vardır, öyle değil mi? | Open Subtitles | أراهن أنه مازال لديك علاقات في بلدة الخيول أليس كذلك | 
| Onunla gitmis olamaz. Eminim o filmciyle beraberdir. | Open Subtitles | لا يمكن أن تذهب برفقته، أراهن أنها مع مخرج الأفلام | 
| Eminim, o düşünce karşılıklıdır. | Open Subtitles | حسناً، أنا متأكد بأنه شعور متبادل | 
| Ben de başkasını mahvettim, Eminim o da başka birisini ve bu şekilde devam etti. | Open Subtitles | و أنا خدعت الشخص التالي , و أنا متأكد من أنه خدع شخص آخر و استمر الأمر على هذا النحو | 
| Eminim o da aynı şeyi söyleyecektir. Bu silah senin saldırgan olmana neden oluyor. | Open Subtitles | انا متأكد انه يقول نفس الشئ ولكن السلاح يجعل شكلك عدواني | 
| Annem iyimidir? Eminim o iyidir. üzülme Billy. | Open Subtitles | أنا متأكد أنها بخير لاتقلق، حسنٌ؟ | 
| Eminim o da yazılarını çok beğeniyordur. | Open Subtitles | حسنا, أنا متأكدة بأنها تحب كتاباتك | 
| Eminim o da sizin kadar istemiştir. | Open Subtitles | أنا واثق أنه أراد أن يجدها بقدر ما أردت أنت | 
| Hadi ama, biraz daha dedikodu yapalım. Eminim o köle oluyordur. | Open Subtitles | هيا، فلندردش أكثر أنا واثق أنها تحب الارتباط | 
| Bunu fark edemiyor olabilirsiniz, ama Eminim o ediyor. | Open Subtitles | قد لا تدركان هذا ولكن أنا متأكدة أنه يدرك الأمر | 
| Bir şarkı söyle ya da dans et. Eminim o da katılır. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنه سيقبل إذا عرضتى عليه الذهاب إلى حفل موسيقى أو حفل راقص | 
| Eminim o ufak kafanın içi tam bir hengâmedir. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنه أكثر المواضيع المضطربة في عقلك الصغير ذاك | 
| Eminim, ona böyle söylemişsindir, ve Eminim o da inanmıştır.. | Open Subtitles | أنا متأكدة أن هذا هو ما أخبرته بها و أنا متأكدة أنها صدقت هذا | 
| Eminim o ayakkabılarla tüm gün yürür, yürür ve hiçbir şey hissetmezsin. | Open Subtitles | أراهن أنه يمكنك المشي طوال اليوم بهذا الحذاء ولا تشعري بشيء | 
| Ama Eminim o korkuyordur. | Open Subtitles | .. أراهن أنها تخاف منك أيضاً | 
| Eminim o da seni Nis salatasından dolayı hatırlıyordur. | Open Subtitles | متأكد بأنه لايزال يذكرك ايضًا، طالبًا منه سلطة "نيويز" الفرنسية | 
| Eminim o ve Rock Hudson şu anda gey cennetinde bunun hakkında gülüyorlardır. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنه هو و روك هدسون يضحكون حول الرؤية العالمية لموضوع الشذوذ في السماء. | 
| Tamam bunu Gören Gözler'e söyleyeceğim, Eminim o olaylarla ilgilenmek isteyecektir. | Open Subtitles | حسناً. سأقوم بتمرير هذه المعلومة للعيون فقط انا متأكد انه يريد الحصول عليها في الحال | 
| Kesinlikle eminim, o sensin. | Open Subtitles | حسناً، أنا متأكد أنها أنتِ | 
| Eminim o da seni özlüyordur. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأنها تشتاق إليك أيضاً | 
| Eminim o da özür dilemek istemiştir. | Open Subtitles | أنا واثق أنه أراد أن يعتذر أيضاً | 
| Eminim o size daha fazla yardımcı olacaktır. | Open Subtitles | أنا واثق أنها ستساعدك أكثر مني. | 
| Ama Eminim o beni hatırlıyordur. Çocukluğundan beri. | Open Subtitles | أعرف الكثير من النساء أنا واثقاً بأنها تتذكرني | 
| Oh, hayır. Eminim o iyidir. Bahsettiğimiz kişi Bayan Huber. | Open Subtitles | لا، أنا واثقة أنها بخير (فنحن نتحدث عن سيدة (هيوبر | 
| Bunların hepsi gerçekten o küçük masum PIN ile ilgili ki Eminim o da burada bulunan her şeyden daha değerlidir. | Open Subtitles | لكن الرقم السري شيء حقيقي وأراهن أنه أغلى من كل شيء آخر | 
| Bunu Eminim o deli köylü yazdı. | Open Subtitles | الأشيا, أراهن ان هذا كان المتخلف اللعين المجنون |