| Şimdi ise dünyanın en kıymetli hediyesini ayaklarına sermeye hazırım. | Open Subtitles | والآن أقف متأهب لأضع عند قدميه أغلى هدية في العالم |
| İnsanoğlu için bilinen en kıymetli nesnelerden biri. | Open Subtitles | هذه هي واحدة من أغلى الأشياء التي عرفها الإنسان. |
| Müştereken, Kore'nin en kıymetli vücutlarına sahip kişileriz. | Open Subtitles | نحن جميعاً لدينا أغلى أجساد فى جمهورية كوريا. |
| Çünkü babası, insanoğlunun görüp görebileceği en kıymetli şeyi ona emanet etmişti. | Open Subtitles | ..لأن أبّاهإئتمنه. على أثمن هدايا رأتها البشرية |
| Çünkü babası, insanoğlunun görüp görebileceği en kıymetli şeyi ona emanet etmişti. | Open Subtitles | لأن أبّاه إئتمنه على أثمن هدايا رأتها البشرية |
| en kıymetli dakikalarıydı. | Open Subtitles | وأصبحت هذه اللحظة الدقيقة أثمن في حياتي. |
| Sen dünyanın en kıymetli ürününü satıyorsun. | Open Subtitles | مقابل الذي لا يمكنهم الحصول عليه |
| Onların en kıymetli malını alıp ortadan kaybolduğunun duyulmasını istemediler. | Open Subtitles | لم يرغبوا في انتشار نبأ أنك اختفيت.. و معك أغلى ممتلكاتهم. |
| Öfkesiyle, bize verdiği en kıymetli hazineyi aldı. | Open Subtitles | و غضبه علينا أزال منا أغلى ما أعطاه لنا |
| Öfkesiyle bize verdiği en kıymetli hazineyi aldı. | Open Subtitles | و غضبه علينا أزال منا أغلى ما أعطاه لنا |
| Ve en kıymetli lütuf olan ailemiz için sana şükranlarımızı sunuyoruz. | Open Subtitles | و لك الشكر يا الله على أغلى نعمة من النعم... و هي عائلتنا |
| en kıymetli taşın kaybı ile oluşacak boşlukta fırsatlar meydana gelir, baskı son haddine çıkar. | Open Subtitles | لأنّ الفراغ الذي تخلّفه خسارته، أغلى قيمة... الفرصة تكبر، التأثير يتعاظم، و الرغبة تصبح قدراً. |
| Oğlum hayatımdaki en kıymetli hazinem. | Open Subtitles | إبني هو أهم و أغلى شيء في حياتي |
| Ve en kıymetli lütuf olan ailemiz için sana şükranlarımızı sunuyoruz. | Open Subtitles | و لك الشكر يا الله على أغلى نعمة من النعم... و هي عائلتنا |
| Çevremdeki herkes yetenekli ve akıllı olduğu söyleyip durduğu için en kıymetli zamanlarımı heba ettim. | Open Subtitles | كل من حولي واصل مدحي قائلين أنني ذكية وقادرة وأنني أضعت أثمن أوقاتي |
| Böylesi bir dünyada, bir adamın sahip olabileceği en kıymetli şey sadakat. | Open Subtitles | في عالم كهذا، أثمن ما يمكن للمرء الحصول عليه هو الإخلاص. |
| Böylesi bir dünyada, bir adamın sahip olabileceği en kıymetli şey sadakat. | Open Subtitles | في عالم كهذا، أثمن ما يمكن للمرء الحصول عليه هو الإخلاص. |
| Getirdiğimiz en kıymetli yüktü. | Open Subtitles | أثمن بضاعة كنا قد أحضرناها معنا كانت ... |
| İnsan hayatı, dünyadaki en kıymetli şeydir. | Open Subtitles | الحياة الإنسانية أثمن شيء قد يكون |
| Lev Nikolayevich, her ikimiz için de bu dünyadaki en kıymetli şey. | Open Subtitles | (ليف نيكولايفيتش) هو أثمن شيء في العالم ، وعلى كل واحد منا. |
| Defalarca en kıymetli varlığını rızan dışında senden aldılar. | Open Subtitles | مرارا وتكرارا، أنهم سرقوا لكم الخاص بك حيازة أثمن... ارادتكم الحرة. |
| Sen dünyanın en kıymetli ürününü satıyorsun. | Open Subtitles | مقابل الذي لا يمكنهم الحصول عليه |