| Sen, müvekkilimi soruşturmaya başladığında bu ailenin karşı karşıya kalacağı baskıdan endişe ediyorum. | Open Subtitles | أنا قلق حول أن تؤثر تلك الضغوط التى تمارسها بمقاضاة موكلى على العائلة |
| Eğer oraya hep birlikte gidersek gözünün korkabileceğinden endişe ediyorum. | Open Subtitles | أنا قلق أنكم إن ذهبتم معا، سوف تشعر بقليل الرهبة. |
| Gerçekten de önceden gizli ajansa ülkenin güvenliğinden endişe ediyorum. | Open Subtitles | إذا كان فعلاً عميل سري، أنا قلق بشأن أمننا القومي. |
| Gerçekten endişe ediyorum şef. Yapamayacağı hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا قلقة للغاية يا رئيس الشرطة، لا يمكن التنبؤ بتصرفاته |
| Özellikle, kurbanın ölümünden sonra ağız civarında oluşan çürümelerden endişe ediyorum. | Open Subtitles | بالتحديد، أنا قلقة بشأن كدمات ما بعد الوفاة حول فم الضحية، هنا وهنا |
| Ben sadece senin için endişe ediyorum. | Open Subtitles | انا فقط قلقت عليك |
| Bunun ona biraz tuhaf geleceğinden endişe ediyorum. | Open Subtitles | وأنا قلقٌ حيال ذلك ربما يكون غريبٌ بالنسبةِ لها. |
| Ben bunun yönetimle ilgili değişimden kaynaklandığı konusunda endişe ediyorum. | Open Subtitles | انا قلق انه قد يكون بسبب التغيرات بالادارة |
| Yanında seni koruyacak birisi yok ondan dolayı senin güvenliğinden endişe ediyorum | Open Subtitles | ليس لديكِ رجل بجانبك لذلك أنا قلق على سلامتك |
| Yokluğumdan istifade edenlerin, Kral'ın kafasını karıştırmasından endişe ediyorum. | Open Subtitles | أنا قلق من أن الملك سيتأثر بالآخرين في غيابي |
| Fakat bu acil bir durum, çünkü arkadaşım burada değil, ve ben onun kaçırılmış olmasından endişe ediyorum. | Open Subtitles | لأن صديقي ليس هنا و أنا قلق عليه فقد يكون قد تعرض للخطف |
| Çömeldiğiniz için ufaklığın şuan şuraya düşmesinden endişe ediyorum. | Open Subtitles | أنتِ مترقفصة, أنا قلق أن الفتى في بطنكِ سينزلق للاسفل |
| Şu ana kadar bir haber gelmemesinin, işlerin lehimize gitmeyeceği anlamına gelmesinden endişe ediyorum. | Open Subtitles | أنا قلق, إذا لم نسمع ردهم إلى الآن، فهذا الأمر لا يسير في مصلحتنا. حسنا, سأتصل مجددا. |
| Ben yine de alkol ve yüksek sesli tekno müziğin faydaları olmadan, azgın ve beş parasız bir garson olduğum gerçeğinin ortaya çıkmasından endişe ediyorum. | Open Subtitles | وكذلك أنا قلق لأنه بدون فوائد الكحول ،وموسيقى التيكنو الصاخبة ستسلط الأضواء على أني نادل مفلس |
| Muhakeme yeteneğinin zayıflamasından endişe ediyorum. | Open Subtitles | أنا قلقة لأن حكمك على الأشياء أصبح خطرًا |
| Şimdi yalnız kaldığı için vazgeçeceğinden endişe ediyorum. | Open Subtitles | أنا قلقة من أنّه سيستسلم لأنّه وحيد الآن. |
| - Gitmek için yemek siparişini vereceğim. - Oh Dick babam için çok endişe ediyorum. Ne yapabiliriz , ha ? | Open Subtitles | سأطلب طعامنا لنذهب - ديك, أنا قلقة بشأن أبى - |
| - Onun için endişe ediyorum. - Aramalarına cevap vermiyor diye mi? | Open Subtitles | أنا قلقة عليها - لآنها لا ترد علي إتصالاتك؟ |
| - Lewis'te öğrenme bozukluğu olmasından endişe ediyorum. | Open Subtitles | قلقت على (لويس) من ان يصاب بأعاقة حركية |
| Hayır, taramalarını inceledim. Tümörün küçülüyor. Ama endişe ediyorum. | Open Subtitles | لا لقد رأيتُ فحوصاتكِ الشعاعية و الورم لديكِ يبدو في حالة تقهقر و لكنني قلقٌ |
| - ...senin için endişe ediyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | انا قلق عليك، ذلك كل شيء نعم لانك تظن أني ساقوم بالوشي بكم |
| Çünkü şu an kurban sizsiniz ve sizin araştırma yeteneğinize gölge düşmesinden endişe ediyorum. | Open Subtitles | لأنكم ضحايا الان و انا قلقة من ان قدرتكم على التحقيق أصبحت موضع شك |
| Güçlerimize rağmen, demircinin hayatından endişe ediyorum. | Open Subtitles | , لكن حتى مع وجود القدرات أنا خائف على حياة صانع السيوف |
| Beklentilerini karşılayamayacağımdan endişe ediyorum. | Open Subtitles | انا فقط قلق أن لا أكون قادراً على تلبية توقّعاتكِ. |