| Normal gençler kötü cilt için endişelenir. | Open Subtitles | المراهقين العاديين يقلقون حول بشرتهم السيئة |
| Bazıları yanlışlıkla ateş etmekten endişelenir, fakat günümüzdeki güvenlik önlemleriyle böyle bir şey olabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أعرف بعض الناس يقلقون من التسريح المفاجئ ولكن صنع وسائل السلامة جيد هذه الأيام فقط لا أستطيع رؤيته |
| Biliyor musun Burke, çoğu insan gerçekten endişelenecek bir şeyleri varsa endişelenir. | Open Subtitles | لعلمك، معظم الناس يقلقون على أشياء عندما يكون لديهم سبب، على خلافك تماماً |
| yatakta yattığım tarafa hep bir bardak su koyar çünkü şarkı söylediğim için gereken kadar su içemediğimden endişelenir. | Open Subtitles | هو يترك لي دائمًا كوب ماء على المنضدة بجوار الفراش لأنه يقلق أنني لا أشرب ماءً كفاية خاصةً عندما أُغنّي |
| Her baba zayıf evladı için endişelenir. | Open Subtitles | 'كل والد يقلق بشأن ابنه الضعيف' |
| Kelso yeterince korkunç olmadığından endişelenir ve azarlayacağı... ..birini bulur. | Open Subtitles | يقلق (كيلسو) من أنّه لم يعد مخيفاً فيختار شخصاُ ليستغله اختياره يكون عشوائياً |
| Bütün son sınıflar mezun olamayacağız diye endişelenir. | Open Subtitles | كل طلاب الصف النهائي يقلقون أنهم لن يتخرجوا |
| Hayatım, herkes çocukları için endişelenir. | Open Subtitles | اوه عزيزي الكل يقلقون على اطفالهم |
| Senin durumundaki birçok kişi, kariyerleri hakkında endişelenir. | Open Subtitles | معظم الناس في موقفك يقلقون بشأن مهنتهم |
| Çoğunlukla erkekler aşk konusunda endişelenir. | Open Subtitles | معظم الرجال يقلقون من الحب |
| Diğerleri, "gerçeği öğrenebilir" diye endişelenir. | Open Subtitles | .. وآخرون يقلقون "إنها قد تعلم الحقيقة" |
| Arkadaşlar birbiri için endişelenir. | Open Subtitles | الأصدقاء يقلقون على بعضهم |
| Larry'e söylersem endişelenir diye korkuyorum. | Open Subtitles | أنا خائفة من أن أخبر (لاري) ولكنني لا اريده ان يقلق |
| Benim için çok endişelenir. | Open Subtitles | إنه يقلق علي كثيراً |
| Benim hakkımda çok endişelenir diyebilirim. | Open Subtitles | rlm; أعتقد أنه يقلق علي كثيراً |
| Babam endişelenir. | Open Subtitles | -والدي سوف يقلق |
| endişelenir. | Open Subtitles | إنه يقلق |
| Çünkü endişelenir. | Open Subtitles | لأنه سوف يقلق. |