| Yük olma konusunda endişelenmekten çok yalan söyleme yeteneğin hakkında endişelen. | Open Subtitles | دعكِ من القلق بشأن كونك عائقاً واقلقي بشأن قدرتك على الكذب. |
| Ama endişelenmekten hasta oluyordu. Oğlunun kaçırılmasından, çocuk asker yapılmasından endişe ediyordu. Kızlarının tecavüze uğramasından korkuyordu. Yaşamları için endişeliydi. | TED | لكنها كانت دائمة القلق. كانت تخاف أن يُخطف إبنها و يأخذ كجندي صغير. كانت تخاف أن تغتصب بناتها. كانت تخاف على حياتهم. |
| Seni için endişelenmekten başka? | Open Subtitles | ما الذي فعلته يوماً باستثناء القلق بشأنك؟ |
| Onu büyükannesi büyütüyor. endişelenmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | .جدتها هي من تربيها لا أستطيع التوقف عن القلق |
| Bu aşamada büyük oranda aksaklığımız vardı ve açıkçası... endişelenmekten daha fazlası durumundayım. | Open Subtitles | كان عندنا كمية هائلة من البعوض في هذه المرحلة،، وبصراحة شديدة. . أنا أكثر بعض الشيء من القلق.. |
| Benim durumumda bir adam asla endişelenmekten vazgeçemez. | Open Subtitles | الرجال الذين في مثل موقعي لا يستطيعون التوقف عن القلق |
| Bu borçlara endişelenmekten geceleri yatağım dar geliyor. | Open Subtitles | القلق بشأن الديون المعدومة يبقيني حتى الليل وأنا على فراش النوم |
| - Her Cuma. Sen de artık bununla ilgili endişelenmekten vazgeç. | Open Subtitles | لذا يمكنك التوقف عن القلق حيال الترتيبات |
| Tatlım, seks kodlar hakkında endişelenmekten vazgeçmen gerekiyor. | Open Subtitles | عزيزتي، أعتقد أن عليكِ التوقف عن القلق حيال رموز العلاقة الجنسية |
| Başka insanlar hakkında endişelenmekten vazgeç ve kendi hakkında endişelenmeye başla. | Open Subtitles | - توقّفي عن القلق بشأن الآخرين و ابدأي بالقلق حيال نفسك |
| Hayatını şimdi yaşamak, gelecek için endişelenmekten çok daha mantıklı. | Open Subtitles | عيش حياتكِ بالوقت الراهن تكون أكثر منطقيّة من القلق بشأن المستقبل. |
| - Sonunda eski hayatım yeni hayatımı etkileyecek diye endişelenmekten vazgeçtim. | Open Subtitles | حسنا، بنهاية المطاف تعبت من القلق بأن حياتي القديمة سوف تلحقني للجديده |
| Ben de tellerin içindeki adamın teki kafayı sıyıracak mı diye endişelenmekten kurtuldum. | Open Subtitles | وها قد سلمتُ من القلق حيال أن يُجَن شخص ما داخل السياج. |
| Kendim dışında birinin hisleri için endişelenmekten özgürüm. | Open Subtitles | حره من القلق حول مشاعر اي شخص حولي |
| Herkesin benim için endişelenmekten vazgeçmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد من الجميع أن يكفوا عن القلق عليّ |
| Seni sürekli takip etmekten ve endişelenmekten usandım. | Open Subtitles | لقد مللت من ملاحقتك و القلق عليك |
| Ya da sizin açınızdan bakarsak, sınavlara çalışmaktan ya da bölgesel yarışma konusunda endişelenmekten. | Open Subtitles | أو في حالكم، الدراسة للإمتحان... القلق بشأن التصفيات الجهوية. |
| Endişelenmek zorunda değilim ama bu beni endişelenmekten yine de alıkoyamıyor. | Open Subtitles | أنت على حق لا أحتاج للقلق بشأنه ...و لكن ذلك لا يمنعني من القلق بشأنه ، على أية حال |
| Geceleri endişelenmekten uyuyamıyorum. | Open Subtitles | أنها تجعلني اموت من القلق |
| Yeter artık, bıktım endişelenmekten. | Open Subtitles | تباً لهذا. لقد سئمت من القلق. |