| Sadece kötü bir anne olduğumu düşüneceğinden endişelenmiştim. | Open Subtitles | كنت قلقة فقط من أن تظن أني سأكون أما سيئة |
| Bu sabah Bayan Doyle'un ofisindeki patlamanızdan endişelenmiştim. | Open Subtitles | كنت قلقة بعض الشيء حولك كان هناك انفجار فى مكتب السيدة دويل هذا الصباح |
| -Özür dilerim, Parti vereceğiz diyince endişelenmiştim, ama görüyorum ki gerçekten cenaze töreniymiş. | Open Subtitles | أعتذاري كنت قلقاً لديكِ حفلة لكن أنا أرى الأن أنت حقاً لديك قوة |
| Başta senin için endişelenmiştim. | Open Subtitles | أفضل مما كنت تتوقع كنت قلقاً عليك فى البداية |
| Benim suçum. Gelmekte ısrar ettim. endişelenmiştim. | Open Subtitles | انا الملام, لقد اصررت على المجئ لقد كنت قلقا |
| Oh Allah'a şükür, bu da tamam. Bir saniye için endişelenmiştim. | Open Subtitles | حمداً للرب أن هذا انتهى ، لقد قلقت فعلاً |
| İyi misin? Bütün o savaş ve katliamlardan sonra çok endişelenmiştim. | Open Subtitles | هل أنت بخير ، كنت قلقة بشأن الاشتباكات وعمليات القتل |
| Çok endişelenmiştim! Çok teşekkür ederim! | Open Subtitles | لقد قبضت عليها, لقد كنتُ قلقة جداً شكراً لك, شكراً لك |
| Bu seferlik söyledim, çünkü endişelenmiştim. Kendini soyutluyorsun. | Open Subtitles | كذبتُ في هذه المرّة الوحيدة لأنني كنتُ قلقة أن تعزل نفسك |
| Bir süre ilk seferim özel olmayacak diye çok endişelenmiştim. | Open Subtitles | لوهلة ، كنت قلقة للغاية أن لا تكون تجربة الأولى مميزة |
| Arkadaşımı aramadığında çok endişelenmiştim. | Open Subtitles | لقد كنتُ قلقة للغاية عندما لم تتصلي بي يا صديقتي. |
| Hiç ummadığın kadar iyi. Başta senin için endişelenmiştim. | Open Subtitles | أفضل مما كنت تتوقع كنت قلقاً عليك فى البداية |
| O adam, onu takip edince endişelenmiştim. | Open Subtitles | لأنني أصبحت قلقاً عندما رأيت الرجل يلاحقها |
| Fabrikanın yandığı gece Shelly'nin evine gittim çünkü onun için endişelenmiştim. | Open Subtitles | ذهبت إلى منزل "شيلي" ليلة حُرق المصنع، لأنني كنت قلقاً عليها. |
| Önce senin için endişelenmiştim ama sonra Eric'in yatağını sıcak tuttuğun aklıma geldi. | Open Subtitles | كنت قلقا عليك في البداية. ولكن بعد ذلك أدركت يجب أن تكون إنقاذ السرير اريك. |
| Sana aldığım güllerden bahsetmeyince endişelenmiştim. | Open Subtitles | كنت قلقا بعض الشيء حينما لم تتحدثين حيال الزهور التي أرسلتها إليك |
| Bu iyi haber, senin için endişelenmiştim. | Open Subtitles | هذا جيد أعني، أنا كنت قلقا حقّا |
| Bu kasırgada kızımı kimse aramayacak sanıp endişelenmiştim. | Open Subtitles | ظننت أنّه مع وجود الأعصار، قلقت من أن لا يبحث أحد عن إبنتي. |
| Gece yarısına kadar benim eve gelmemi bekleyip ayakta duracağınız için endişelenmiştim. | Open Subtitles | جيد . طوال الليله كنت قلقًا بأنكم ستنتظروني حينما اعود لنحظى ببعض الحديث |
| Arkadaşın o kıyafetler içinde içeri girdiği an senin için biraz endişelenmiştim. | Open Subtitles | بعض الزبدة عندما دخل صديقك فى هذه الملابس الواسعة لقد كنت قلق قليلا عليك هناك |
| Şu hırsızın çıkardığı patırtının büyüyü bozduğundan endişelenmiştim. | Open Subtitles | خشيت أنّ مصادفتنا لذلك اللصّ قد تفسد موعدنا |
| Tamam, o zaman. Yoksa endişelenmiştim. | Open Subtitles | لا بأس بهذا لقد قلقتُ قليلا لدقيقة |
| İtiraf etmeliyim ki başta Avustralya'ya gelme konusunda biraz endişelenmiştim. | Open Subtitles | و أقر أني كنت أخشى الحضور لأستراليا بالبدايه |
| Marisol için çok endişelenmiştim. | Open Subtitles | " أتعلم ؟ لقد كنت قلقةً فقط على " ماريسول |
| endişelenmiştim. | Open Subtitles | أنا كنت خائفة... |