| Şirket enkazdan geriye kalan herşeyi çıkartmamı istedi. | Open Subtitles | الشركه طلبت مني إنتزاع كل شيء يمكنني تخليصه من الحطام |
| Şirket benden, enkazdan çıkartabildiğim herşeyi çıkartmamı istedi. | Open Subtitles | الشركة طلبت مني إنتزاع كل شيء يمكنني تخليصه من الحطام. و هكذا .. |
| Ayrıca, hiçbir insan, bu enkazdan sağ çıkamaz. | Open Subtitles | بجانب أنه ليس هناك طيار بشرى إبتعد عن الحطام على ما رأيت |
| Deniz kurtarma birimleri enkazdan arta kalanlarla ilgilenmek üzere bölgeye gidiyorlar. | Open Subtitles | أطقم الإنقاذ البحرية تتجه لتتعامل مع موقع الحطام |
| Ama biraz erkek olup anneni bu enkazdan kurtarsan güzel olurdu! | Open Subtitles | لكن جميل لو كنت رجلاً كافياً لإنقاذ أمك من حطام قاطرة |
| Büyüme ve onarım çalışmalarının tamamı şu an bir enkazdan ibaret olan otel tarafından hizmet almak üzere tasarlanmıştı. | Open Subtitles | هذا التحديث و التوسع بأكمله، تم إنشاؤه بغية أن نستفيد من ذلك الفندق الذي أضحى الأن كومة من الأنقاض. |
| enkazdan yola çıkarak, resmî kaynaklar adamların yarı otomatik silahlarla saldırdıklarını söylüyorlar. | Open Subtitles | من الحطام يعتقد المسئولون المسلّحون هاجموا بالأسلحة النّصف آليّة |
| Eğer suçlu varsa, suç hepimizde. enkazdan buraya peşimizden gelmiş olmalı. | Open Subtitles | لو كان خطئ أي شخص فهو نحن من المؤكد انه تبعنا من الحطام الي هنا |
| Antartika'daki olaydan sonra kalan enkazdan kurtulmak için yörünge ayarlaması yapıyorlar. | Open Subtitles | إضطروا لتعديل المدار لتجنب الحطام المتبقي من حادثتنا في انتركتياكا |
| enkazdan kalan harhangi bir büyük parça yok muydu? | Open Subtitles | ألا يوجد قطَع كبيرة من الحطام على الإطلاق؟ |
| Belki de asagidaki insanlarin üzerine düsecek enkazdan korkuyor. | Open Subtitles | قد يكون يخشى من أن الحطام سيقع على الناس بالأرض |
| Mike, enkazdan Kitt'in uğraştığı laptop ile birlikte bu silahı buldu. | Open Subtitles | مايك سحب هذا السلاح من الحطام مع كمبيوتر محمول تقوم كيت بفحصه |
| Bir fırtına daha gelmeden enkazdan kurtarmayı başarabildim. | Open Subtitles | استطعت التقاطها من الحطام قبل أن تعصف بها رياح أخرى |
| Kurtulanları enkazdan çıkarmaya yardım ettiler. | Open Subtitles | الذين ساعدوا الناجين من الحطام و يأتون إلى هنا كل يوم |
| Bunca yıllık denizci olarak söylüyorum, bu enkazdan kimse sağ çıkmamıştır. | Open Subtitles | من بحّار لآخر، لم ينجُ أحد من هذا الحطام |
| UUAB idaresi tarafından enkazdan Kaçınma Protokolü devreye sokuldu. | Open Subtitles | كانت مراسم تجنب الحطام طلب من إدارة الوكالة |
| UUAB idaresi tarafından enkazdan Kaçınma Protokolü devreye sokuldu. | Open Subtitles | كانت مراسم تجنب الحطام طلب من إدارة الوكالة |
| Bu adam her birimizi o enkazdan çıkardı. | Open Subtitles | ذلك الرجل أخرج كل واحد منا من ذلك الحطام. |
| Bu enkazdan kimin para kazanmayı düşündüğünü bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أعلم من الذي يظن أنهم سيجنون مالاً من هذا الحطام الفاشل |
| Çünkü enkazdan beni kurtardığında kolunda o bilezik vardı. | Open Subtitles | لأنة كان معك عندما أنقذتني من حطام السفينة. |
| Annemi enkazdan kurtarmaya çalışıyordum kanamadan ölmesini izliyordum etrafımaysa sizinkiler cehennem yağdırıyordu. | Open Subtitles | كنت أحاول سحب أمي من تحت الأنقاض وشاهدتها تنزف حتى الموت بينما جماعتك حولي كانوا يُحدثون الدمار |