ويكيبيديا

    "enzim" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إنزيم
        
    • الإنزيم
        
    • الإنزيمات
        
    • الانزيم
        
    • إنزيمات
        
    • الانزيمات
        
    • أنزيمات
        
    • انزيم
        
    • أنزيم
        
    • الأنزيم
        
    Kondiyal* mantarın yeni bir türü gibi görünen bir enzim yayarak. Open Subtitles بنشر إنزيم أنتج على ما يبدو من نوع جديد من الفطريات.
    Avokadoda kan kimyana uyumsuz bir enzim var. Open Subtitles هناك إنزيم في الأفوكادو غير متوافق بكيمياءِ دمِّكِ
    Ancak fazla alkol kullanımı, enzim aktivitesini değiştirebilir, böylece o yan üründen daha fazla üretilir, bu da makul bir asetaminofen dozu alınsa bile bu durum karaciğer hasarına neden olabilir. TED لكن تناول الكحول بكميات كبيرة يمكن أن يغير من نشاط الإنزيم لذلك فإنتاج أكثر من تلك المادة السامة، قد يؤدي إلى إتلاف الكبد حتى مع ما يعتبر جرعة آمنة من الأسيتومينوفين.
    Fakat sadece birkaç enzim kullanılarak sonsuz kere dönüştürülebilirler. TED ومع ذلك، باستخدام بعض الإنزيمات يمكن إعادة تدويره بشكل لا نهائي.
    Önemli bir şey öğrendik ki, her bakteride tıpatıp aynı molekülü yapan tıpatıp aynı enzim var. TED و الشيء المهم الذي ادركناه هو ان كل بكتيريا لديها نفس الانزيم بالضبط و تقوم بعمل نفس الجزيء بالضبط
    Karaciğerindeki enzim dengesizliğini düzeltebilecek bu haplardan yazabilirim. Evet, bu olsun. Open Subtitles لدينا هذه الحبوب التي قد تصحح خلل إنزيمات كبدك، نعم هذه
    Ama aslında makalede fenetilaminin ağız yoluyla alınması durumunda, enzim kırılımdan dolayı beyninize ulaşmasının mümkün olmadığı belirtiliyor. TED ولكن كما ذكرت المقالة وبسبب تقسيم الانزيمات فإنه على العكس لو أخذ بالفم سيصل الفينثيلامين إلى مخك
    Trask enzim işletim sisteminin ilkel bir versiyonunu dizayn etmiş. Open Subtitles صمم تراسك نسخة بدائية من نظام تشغيل ، إنزيم
    Sinirlenmek enzim salgılanmasına yol açıyor tripofan hidroksil geçici olarak I.Q'yu zayıflatabiliyor. Open Subtitles الغضب يطلق إنزيم تريبتوفان هيدروكسيل والذي يقوم بتخفيض نسبة الذكاء مؤقتا
    İçinde, pıhtılaşmış kanı sıvılaştıran bir enzim var. Open Subtitles فهو يحتوي على إنزيم يعمل على تحليل الدم المتخثر
    İçinde, pıhtılaşmış kanı sıvılaştıran bir enzim var. Open Subtitles فهو يحتوي على إنزيم يعمل على تحليل الدم المتخثر
    Yani öldüren mantar değil, enzim. Open Subtitles على هذا فليس الفطر, ولكن الإنزيم هو ما قتل.
    enzim analizlerinin sonuçlarını alabilir miyim? Open Subtitles هل تسلمين لي نتائج تحليل الإنزيم الأن, رجاءاً ؟
    enzim genellikle hayvan tedirgin olduğunda etkin hâle gelir. Open Subtitles يتنشط الإنزيم غالباً عندما يكون الحيوان ثائراً
    O hâlde, bunu yapmak için bakterilerim enzim denen şeyin özel bir versiyonunu kullanıyorlar. TED الآن، ولفعل هذا، تستخدم البكتيريا نوعًا خاصًا مما يطلق عليه الإنزيمات.
    Darbe sonrası bağışıklık hücreleri, onarım ve temizleme için hasarlı bölgeye gider ve o bölgede enzim üretmeye başlar matriks matelloprotenaz ve agrekanaz gibi. TED ففور وقوع الإصابة، تهرول خلايا المناعة للمساعدة في تنظيف وإصلاح موقع الإصابة وتبدأ بإفراز إنزيمات، بما في ذلك مصفوفة الإنزيمات البروتينية وإنزيمات الأنسجة الغضروفية.
    Takım kısıtlayıcı enzim genlerini alıcı capricolum hücresinden çıkardığında daha fazla ilerledik. TED حدثت تطورات إضافية عندما قام الفريق بازالة جين الانزيم المقيد من الخلية المستقبلة.
    Özel bir enzim üretiyorlar ve bunun lösemiyi tedavi edeceğini düşünüyoruz. Open Subtitles انه فقط, انهم ينتجون نوع من الانزيم والذي نعتقد انه قد يمكننا من شفاء مرض سرطان الدم.
    Hani enzim desteği olmazsa, yedi günde nalları dikiyorlardı? Open Subtitles ألم يكن عليها أن تموت بعد سبعة أيام دون إنزيمات إضافية ؟
    İki enzim, sarı ve yeşil, diğerlerinden kat ve kat öndeydi. Open Subtitles هناك نوعين من الانزيمات الأخضر والأصفر أخذوهم فى مقدمة الأخرين
    İki kurban da Buthidae ailesinden çıkışlı aşırı dozda nörotoksin ve enzim inhibitöründen ölmüş. Open Subtitles من جرعة زائدة لمثبط أنزيمات الأعصاب "المندرج تحت عائلة "باثوايدي
    Midyeyi öğüttü ve ondan bazı kimyasal maddeler elde etmeyi başardı, bulduğu maddelerden biri enzim idi, ona Lüsiferaz dedi, diğer maddeye de Lüsüferin adını verdi. İsimleri Lusifer'den geliyor, yani ışık taşıyan demek. TED طحنها و تمكن من استخراج زوج من المواد الكيميائية، انزيم يسمى لوسيفراس، الركيزة وسماها لوسيفرين بعد لوسيفير حامل الضوء.
    Bir enzim, bir saatte 1.000 adet kimyasal tepkiyi harekete geçirebilir. TED يستطيع أنزيم واحد تفعيل الآلاف من هذه التفاعلات الكيميائية في ساعة واحدة.
    enzim CRISPR isimli bir makas ve RNA rehberi dediğimiz bir şey. TED تمتلك مقصًا يسمى الأنزيم كريسبر. وما يسمى الحمض النووي الريبوزي الموجِّه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد