| Sen, akşam erkeğinin giysileriyle takılacak bir tipsin. | Open Subtitles | أنتى من النوع الذى يحب تعليق ملابس رجلها من أجل الليله |
| erkeğinin de iyi olacağını biliyor. | Open Subtitles | وهي تعلم أن رجلها سيكون على مايرام فحسب |
| erkeğinin soyduğu adam elinde bir şey vardı. | Open Subtitles | الرجل الذي سرقه رجلها كان في حيازته شيء |
| erkeğinin gözünün bir başkasına kayması seni deli etmiş olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّه أغضبكِ أن تعرفي أنّ رجلكِ لديه عينين زائغة. |
| Tabii ki. Gözünün erkeğinin üstünde olması gerekiyor zaten. | Open Subtitles | أجل, لا مشكلة, عليكِ أن تبقي عيناً على رجلكِ بأية حال. |
| erkeğinin arkasındaki kadınla tanışmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | -نعم لا أطيق الانتظار لأرى المرأة التي وراء الرجل العظيم |
| Bu arada, Samantha ısrarcılığını kanıtlayıp yeni erkeğinin oyununu ateşli bir Broadway posteriyle tanıtıyordu. | Open Subtitles | بالوقت الحالي, استخدمت (سامانثا) لهفتها (لتروج عرض رجلها الجديد الناجح بـ (برودواي (بإعلان جديد ومثير بـ (برودواي |
| fakat o erkeğinin gelmesini istiyordu. | Open Subtitles | لكنها تريد رجلها المقبلة. |
| Ayrılmak istiyorsan erkeğinin yanına git ve kendini özgür hisset. | Open Subtitles | تريدين الذهاب والأقامه مع رجلكِ وتشعرين بالحريه |
| erkeğinin burada olduğundan haberi var mı? | Open Subtitles | هل يعلمُ رجلكِ بأنكِ هنا ؟ |
| erkeğinin arkasındaki kadın. | Open Subtitles | المرأة التي خلف الرجل العظيم. |