| Gidecek bir ülkesi olmayan savaş esirleri. | Open Subtitles | أسرى حرب أطلق سراحهم لا يعرفون وطناً يعودون أليه |
| Biz kabul etmedik, onlar da esirleri bırakmadı. | Open Subtitles | لكننا نكثنا الإتفاقية فحافظوا على أسرى الحرب. |
| Ama şu anda esirleri vuruyorlar ve bizim sadece tek bir silahımız var. | Open Subtitles | لكن هناك العديد من السجناء يقتلون الان وليس لدينا سوى بندقية المانية واحدة |
| Don Diego, oğluna söyle, esirleri kralın subayına... teslim etmeyi reddetmek, vatana ihanet suçudur. | Open Subtitles | دون دييجو ، اخبر ابنك ان هذه خيانة ان يرفض تسبيم السجناء الى ضابط الملك |
| Siddim Vadisi zift kuyularıyla doluydu ve Sodom ve Gomorra kralları kaçtılar ve orada düştüler ve galipler esirleri ve malları alıp gittiler. | Open Subtitles | و كان وادى سديم ملئ بالمستنقعات والوحل و سقط هناك ملوك سدوم وعمورة وأخذ المنتصرون الأسرى و سلع ورحلوا |
| Bu gün zevkle bazı Alman esirleri sorguluyordum. | Open Subtitles | لقد حظيت اليوم بشرف استجواب بعض الأسرى الألمان |
| Biz kabul etmedik, onlar da esirleri birakmadi. | Open Subtitles | لكننا نكثنا الإتفاقية فحافظوا على أسرى الحرب. |
| Taleplerimiz yerine getirilmezse bu savaş esirleri bir hafta içinde idam edilecek. | Open Subtitles | ...أسرى الحرب هاتان سوف يتم إعدامهم خلال أسبوع لو لم تنفذوا مطالبنا... |
| Hayatta kalan savaş esirleri çeşitli kamplara toplanır. | Open Subtitles | أسرى الحرب الباقون على قيد الحياة متجمّعون في معسكرات مختلفة |
| esirleri kamptan çıkarmak için mümkün olduğu kadar karanlığa ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | سنحتاج أكثر قدر من الظلام لكي نستطيع إبعاد أسرى الحرب عن المعسكر |
| "Savaş esirleri kamplarında yatmamız gerekirken..." | Open Subtitles | بالرغم من أنّنا مُفترض أن ننام في معسكرات أسرى الحرب |
| Speirs'in esirleri hakladığını anlattı. | Open Subtitles | قال إن شاهداً أخبره بأن سبيرز قتل أولئك السجناء |
| esirleri şartlı bırak ve sonra Portsmouth'da buluşuruz. | Open Subtitles | حرر السجناء و أصلح السفينة قدر استطاعتك و سننضم ثانية عند رأس الخليج |
| Japonların esirleri bırakmak yerine öldüreceğine inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن اليابانيون سيقتلون السجناء بدلاً من إطلاق سراحهم |
| Uyuşturucunun tutulduğu odalar esirleri saklamak için de harika yerlerdir. | Open Subtitles | كلام بالإسبانية شيء مريح ، نفس الغرف التي يبقون المخدرات بها و هي كبيرة لإخفاء السجناء |
| Sağlık ekiplerini, yaralanan esirleri iyileştirip, sorguya hazırlamaları için eğittiler. | Open Subtitles | لقد درّبوا الفريق الطبي علي كيفية التعامل مع السجناء الجرحى وتجهيزهم للإستجواب |
| Komutan Harbinger, esirleri boşaltmak için 11 saat verdi. | Open Subtitles | العقيد هربينغر قال لي الآن بأنه بقيت أمامنا 11 ساعة فقط لتحرير الأسرى |
| esirleri bindirip enkaz alanına sizi almaya geleceğim! | Open Subtitles | أنا سأنهي نقل الأسرى وألتقطك من موقع التحطم |
| İspanya Anlaşmasını uygulayacağımızı ve esirleri takas edeceğimizi umuyorlar. | Open Subtitles | ولقد املوا بأن نلتزم بمعاهدة إسبانيا و البدء بعملية تبادل الأسرى |
| Komutanım tüm esirleri S-33'e naklettik. Çok güzel. | Open Subtitles | سيدى , لقد قمنا بنقل كل الاسرى الى اس 33 |
| Bu esirleri tabur komutanlığına götürmeni istiyorum. -Temizlen. | Open Subtitles | خذ هؤلاء الاسري الي مقر القيادة و نظف نفسك من الدماء |
| Ama Alman esirleri orda oturup yemek yiyebilirler. | Open Subtitles | اما اسرى الحرب من الالمان فكان يسمح لهم بالجلوس و تناول |