| Nainsanları ve onları başımızı getiren şeyi yok etmek istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أنك تريد تدمير الغير بشريين و الشيء الذي جلبهم علينا |
| Devam etmek istediğini biliyorum, Wilhelm. | Open Subtitles | فيلهلم، أعلم أنك تريد الاستمرار في هذه الرحلة. |
| Susan, bana yardım etmek istediğini söyledin ve sana inandım. | Open Subtitles | لقد قلتِ أنك تريدين مساعدتي و قد صدّقتكِ |
| Güçlü biri olduğunu ve bize yardım etmek istediğini söyledin. | Open Subtitles | أنتِ قلتِ أن له سلطة و أنه يريد مساعدتنا |
| Yardım etmek istediğini biliyorum ama onunla beraber batmana gerek yok. | Open Subtitles | إسمعي ، أعلم أنّك تريدين تقديم المساعدة لكن لا حاجة لأن تتورّطي و تغرقي معه |
| Herhangi birine beni partine davet etmek istediğini söyledin mi? | Open Subtitles | هل أخبرت أحداً آخر بأنك تريد دعوتي لهذه الحفلة؟ |
| Yardım etmek istediğini düşünseydim, istediğini yapabilirdin. | Open Subtitles | إن فكرت لثانية أنك تريد مساعدته كنت لأعطيك الصلاحيات |
| George, kafamı meşgul etmek istediğini biliyorum, ama bu iş terapisi gibi değil. | Open Subtitles | جورج" ، أن أفهم أنك" تريد الترفيه عنى ، ولكن مُجرّد علاج مهني |
| Resmi olarak bana çıkma teklif etmek istediğini söyledin ama ortada para dolu bir zarf ya da poğaça sepeti göremiyorum. | Open Subtitles | لقد قلت أنك تريد أن تطلب مني المواعدة برسمية لكنني لا أرى مظروف بنقود لا سلات كعك |
| Yardım etmek istediğini biliyorum ama Pope'dan uzak durmanı istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تريد المساعدة و لكني أريدك أن تبقى بعيداً عن بوب |
| J.J. yardım etmek istediğini biliyorum ama bu şekilde olmaz. | Open Subtitles | جى جى، أنا أعلم أنك تريد أن تساعد ، ولكن ليس بهذه الطريقة. |
| Bak, onu haşat etmek istediğini biliyorum ve bununla ilgili hiçbir sorunum yok. | Open Subtitles | ماذا؟ اسمع , أعلم أنك تريد سحقه وأنا متعاطف مع هذا |
| Bana yardım etmek istediğini biliyorum, ama ne gördüğümü bilmiyorsun. | Open Subtitles | أعرف أنك تريدين المساعدة, لكنك لا تعرفين ما رأيته |
| Buradaki insanlara yardım etmek istediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | تقولين أنك تريدين مساعدة الناس هنا؟ |
| Benimle kavga etmek istediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقولين أنك تريدين الشجار معي الآن؟ |
| Nereye gittiği sorulduğunda babasını ziyaret etmek istediğini söylemişti. | Open Subtitles | حين سألوه إلى أين هو ذاهب أجاب أنه يريد أن يزور أبيه |
| Doktorlara geri gelip vardiyaya devam etmek istediğini söylüyormuş. | Open Subtitles | إنه يخبر الأطباء أنه يريد العودة وإنهاء فترة عمله |
| Yardım etmek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّكِ تريدين تقديم العون. |
| Orada insanlar var. Yardım etmek istediğini iddia ettiğin insanlar. | Open Subtitles | يوجد أناس هناك، أناس تدعي بأنك تريد مساعدتهم |
| Hep beni mutlu etmek istediğini söylersin ama işe yaramıyor işte. | Open Subtitles | أنت تقول دائماً أنّك تريد طمأنتي، حسناً، لم يفلح ذلك |
| hepsiyle birden kavga etmek istediğini söyledi eğer kazanırsanız paranız sizde kalır. | Open Subtitles | لقد قال بأنه يريد مقاتلتكم جميعاً اذا انتصرتم ، فتستطيعون الاحتفاظ بالنقود |