| Bu gece kimseye ateş etmeyeceksin Spence. Bu, Kıvırcık Bill'in işi. | Open Subtitles | أنت لن تطلق النار الليلة سبينس هذه مهمة كورلي بيل |
| Şirketi tehlikeye atmadan rahat etmeyeceksin! | Open Subtitles | ولكن لا لست أنت أنت لن ترضى حتى تضع الشركة كلها في خطر |
| O çocuğu idam sehpasına gönderecek bir itirafta bulunmaya ikna etmeyeceksin. | Open Subtitles | انت لن تأخذ هذا الولد لتسليم نفسه للعقاب |
| Sorularımızı cevaplamasını istiyoruz, anladın mı? O cevapları alana kadar hiçbir halt etmeyeceksin. Anladın mı? | Open Subtitles | لن تفعل شىء قبل أن أحصل على إجاباتى هل تفهمنى؟ |
| Sen onun beni yanlış anlayıp orospu sanmasına müsade etmeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | أنت لَنْ تَتْركَه يَخطئ فيا كالاحبة أليس كذلك؟ |
| Bu evin içinde küfür etmeyeceksin ve bana bir daha böyle diklenmeyeceksin. | Open Subtitles | لن تقوم باللعن بهذا المنزل مجدداً ولن تتحدث لي بهذه الطريقة أبداً. |
| Tuhon'u teslim etmeyeceksin değil mi? | Open Subtitles | أنتي لن تقومي بتسليم تاهون إليهم, صح؟ |
| Ates etmeyeceksin.Sadece beni korkutmak istiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لن تُطلقي، كُلّ ماتريدنه هو إخافتي. |
| Babama tek bir kelime bile etmeyeceksin. Öyle mi? | Open Subtitles | أَشْعرُ بالارتياح، أنت لن تَقُولُ كلمة إلى أَبِّي |
| Şöyle yapacağız Sully hakkında tek kelime etmeyeceksin. | Open Subtitles | هكذا ستمشي الأمور. أنت لن تفتح فمك عن موضوع سلي. و انت لم تكن موجودا في المرفأ تلك الليلة. |
| Geleceğini düşünüyorsan, ben sığınaktan ayrılın diyene kadar, sığınağı terk etmeyeceksin. | Open Subtitles | للتذكير في المستقبل أنت لن تُغادر هذا الملجأ حتى أقول لك غادر هذا الملجأ |
| Adli tıp merkezini veya başka bir yeri dava etmeyeceksin. | Open Subtitles | انت لن تقاضي مكتب الطب الشرعي أو المدينة. |
| Bu insanları kaderlerine terk etmeyeceksin. | Open Subtitles | انت لن تترك هؤلاء الرجال والنسوة لمصائرهم |
| Onu terk etmeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | انت لن تتركة ابداً , اليس كذلك ؟ |
| Tabi, nikah sirasinda sagdic konusmami yaparken teklif edecegim. Hayir, etmeyeceksin! Harika olucak. | Open Subtitles | - سأقوم بهذا خلال حفل الاستقبال أثناء إلقائي لخطاب الاشبين - لا لن تفعل - سيكون مثاليا |
| Hiç etmedin, etmeyeceksin de, değil mi şampiyon? | Open Subtitles | لم تفعل من قبل و لن تفعل أبداً |
| etmeyeceksin. | Open Subtitles | ولكنك لن تفعل هذا |
| Her şeyini yitirmeden rahat etmeyeceksin. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَصْبحَ سعيدَ حتى عِنْدَكَ، لا شيء تَركَ. |
| Evde olduğumu bile fark etmeyeceksin. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَعْرفَ حتى أَنا هنا. |
| Caleb, artık söyle ona. Vay be. Yaptığını inkar bile etmeyeceksin. | Open Subtitles | كايلب اخبره فحسب اذاً لن تقوم حتى بإنكار بأنه انت من فعله |
| Çünkü sen davet etmeyeceksin ve onun da gelmesi lazım. | Open Subtitles | لأنك لن تقومي بذلك ,و يجب أن تكون هناك |
| Bütün ailemi hapse atıncaya kadar rahat etmeyeceksin değil mi? | Open Subtitles | أنتِ لن نستريحي حتى تكون عائلتي كلها في السجن، أليس كذلك؟ |
| Herhalde bunun aksini iddia etmeyeceksin. | Open Subtitles | بأنّك هنا مَعي الآن لأنني لا أُناشدُك. |
| Sana ne derlerse desinler... bu nedenle kavga etmeyeceksin. | Open Subtitles | أن لا تتروطِ فى أى شجار بسبب ذلك مهما كان ما يقولونه لكِ |
| - Özür dile. Ve bir daha asla beni rahatsız etmeyeceksin. | Open Subtitles | وَقُولُي بسرعة بأنّك لَنْ تُزعجيني ثانيةً. |