| Patron, içimden bir ses kızın Evli bir erkekle ilişkisi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أيها الرئيس، حدسي يقول لي انها كانت على علاقة مع رجل متزوج |
| Evli bir erkekle dışarı çıkmaya pek alışık değilim. | Open Subtitles | لم تسمح لي التقاليد بالخروج في العلن مع رجل متزوج |
| Evli bir erkekle yaşadığını bilsen, sinirleneceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعتقدت أنك ستتضايقين لو عرفت أنك كنتِ تعيشين مع رجل متزوج |
| Ama Evli bir erkekle ilişki yaşıyor olmam bir problem. | Open Subtitles | لكنها مشكلة أنني أحظى بعلاقة مع رجل متزوج |
| O ve Martin birkaç yıl önce tanışmışlar ama o Evli bir erkekle birlikte olmak istememiş. | Open Subtitles | هى ومارتن تقابلوا منذ سنوات لكنها لم ترد علاقة مع رجل متزوج |
| Asla Evli bir erkekle yatmam. | Open Subtitles | لا يمكنني ممارسة الجنس مع رجل متزوج |
| Evli bir erkekle kötü bir şey yaptım. | Open Subtitles | و فعلت شيئاً سيئاً مع رجل متزوج. |
| - Filistinli Evli bir erkekle ilişki yaşamış. | Open Subtitles | -حسناً, لقد كان يحظى بعلاقة غرامية مع رجل متزوج |
| Evli bir erkekle birlikte değilim. | Open Subtitles | أنا لست على علاقة مع رجل متزوج |
| Evli bir erkekle kötü bir şey yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت شيء سيئ مع رجل متزوج |
| - Evli bir erkekle ilişkisi olduğunu. | Open Subtitles | كان لديها علاقة مع رجل متزوج |