Bu da Dünya'nın evrenin merkezinde olduğu kuramını boşa çıkarmış oldu. | TED | وأدى هذا الاكتشاف إلى استبعاد نظرية أن الأرض هي مركز الكون. |
Antik Yunanlar bize evrenin merkezinde Dünya'nın olduğunu anlattılar. | TED | ولقد أخبرنا اليونانيون القدامى أن الأرض هي مركز الكون. |
Kelimenin tam anlamıyla evrenin merkezinde olduğumu sanıyordum. | TED | كنت أعتقد أنني حرفياً أعيش في مركز الكون. |
Dünya'nın evrenin merkezinde, hareketsiz duran büyük bir küre olduğunu önerdiler. | Open Subtitles | لقد اقترحوا بأن الأرض جسم كروي ضخم, غير متحرك وثابت في مركز الكون |
Dünyanın evrenin merkezinde olduğunu düşünün ve onu çevreleyen gökyüzü bir küreye yansıtılmış. | TED | عليك أن تتخيل أن الأرض في منتصف الكون وتحيط بها السماء بشكل كروي |
Bu, Batlamyus'un evreni Dünya evrenin merkezinde, güneş ve gezegenler etrafında dönüyor. | TED | هذه صورة للكون البطلمي و فيه اﻷرض في منتصف الكون و الشمس و الكواكب تدور حولها |
Galileo Güneş'in evrenin merkezinde olduğuna kesin emin olmuştu. | Open Subtitles | لقد أصبح جاليليو على قناعة تامة بأن الشمس هي مركز الكون |
Nihai amaçları evrenin merkezinde kendi düzenlerini kuran tek bir dünya devleti yaratmak. | Open Subtitles | "إن هدفهم الأسمى هو خلق حكومة واحدة للعالم بأسره.. "تكون فيها الجماعة بنفسها هي مركز الكون ذاته." |
Tarih boyunca veya en azından insanlar uzun süre böyle zannettiğinden söylüyorum Dünya evrenin merkezinde ve hareketsiz zannediliyordu. | Open Subtitles | على مر التّاريخ، أو على الأقلّ أتخيّل انه لطالما اعتقد النّاس مثل هذه الأشياء الأرض كان يعتقد انها ساكنة، في مركز الكون. |
1543'de Nicolas Copernicus Dünya'nın evrenin merkezinde olmadığını kanıtladı. | Open Subtitles | في 1543 فإن (نيكولاس كوبير نيكوس) أثبت أن الأرض ليست في منتصف الكون |