| Pencereden görünen Ay'ın ezbere bildiğiniz bir aşk şiirinden çıktığını düşünmenize şaşırmamak gerek. | TED | لا عجب في أن القمر في الشباك يبدو وكأنه انسل من قصيدة عاطفية كنت تحفظها عن ظهر قلب. |
| Onun da harekete geçmeden önce tüm planı ezbere bilmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | و هى كان يجب عليها أن تعرفها عن ظهر قلب,عندما حان الوقت |
| Bu şiiri yüz binlerce insan ezbere bilir: | Open Subtitles | عـشـرات الالاف مـن الـجـنـود كـانـوا : يحفظون تلك القصيده عن ظهر قلب |
| Belirli yıldızların ismini ezbere biliyordum... ve bir gökyüzü haritam vardı. | Open Subtitles | كنت أحفظ عن ظهر قلب أسماء عدد من النجوم حيث كانت لدي خريطة لمواقع النجوم في السماء |
| Küçük bir çocukken, o ve üvey babası eskiden tüm filmerinize giderlermiş yani şimdi tüm diyaloglarınızı ezbere söylebilir. | Open Subtitles | هي ووالدها غير الأصلي كانوا يذهبون للمتجر وهي تحفظ الحوارات أيضاَ |
| Park yerlerinin yasak olduğu yerleri ezbere bilmem mi gerekiyor? | Open Subtitles | هل المفترض عليّ أن أعلم ذلك غيباً أين أقف وأين لا أقف |
| Anayasayı tersten, düzden, yandan ezbere okuyabilirim çünkü yedi yaşındayken bir kere okumuştum. | Open Subtitles | بإمكاني سرد الدّستور إلى الأمام وإلى الخلف ومن الجانبيْن لأنّي قرأته ذات مرّة لمّا كنتُ في السّابعة من عمري. |
| Bende o bölümü söyliye biliyorum. Bastan asagiya ezbere biliyorum. | Open Subtitles | يمكنني غناء هذا الجزء يا أستاذ "تورفالد"، إنني أحفظه جيداً. |
| ezbere biliyorsun. Beraber söylediğini gördüm. | Open Subtitles | انك تعرفها عن ظهر قلب لقد رأيت شفتيك تكرران الادوار |
| İncil'i biliyordu, kelimesi kelimesine. ezbere biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف الكتاب المقدس كل كلمة كان يعرفه عن ظهر قلب |
| Onun iş numarasını ezbere biliyorum. | Open Subtitles | أنا أَعْرفُ عدد عملها عن ظهر قلب. حَسناً، ثمّ. |
| Bunu birçok sefer yaptım. Bunu ezbere biliyorum. | Open Subtitles | وقد فعلت ذلك مرات عديدة القفز وأنا أعلم أنه عن ظهر قلب. |
| 30 yıldır Çaykovski dinliyorum, ezbere biliyorum onu. | Open Subtitles | أنا اصغي لمدة ثلاثون عاما لتشايكوفيسكي. أحفظه عن ظهر قلب. |
| Vergi kodlarını ezbere bilirdi ama bir oluğu tamir edemezdi. | Open Subtitles | لقد عرف رموز الضريبة عن ظهر قلب لكنه لم يستطع إصلاح بالوعة لإنقاذ حياته |
| Herkesten, bütün hadisleri ezbere bilmesini beklemiyorum. | Open Subtitles | لا أتوقع أن يعرف الجميع كل حديث عن ظهر قلب |
| Ayrıca telefonumu bulamıyorum ve hiç kimsenin numarasını ezbere bilmiyorum. | Open Subtitles | أمـــا بالنسبة لقاعدة الاتصال فــإني لا أستطيع إيجــاد هاتفي وانــا لا أحفظ رقم أي أحد منكم. |
| Tarihteki tüm yazılan tüm yazıları ezbere bilemem. | Open Subtitles | أنا لم أحفظ كل حرف كتب في هذه الرسالة أبداً |
| Adresi ezbere biliyorsun. Alçak. | Open Subtitles | تحفظ عنوانها عن ظهر قلب أيها الأحمق |
| Oyunculuk kariyerimin tümünü ezbere bilmediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تعني أنك لم تحفظ كامل مسيرتي الفنية؟ |
| 600 numarayı ezbere biliyor olamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تحفظين 600 رقم غيباً |
| Ve gerçek şu ki, New York'ta geçerli tüm hukuk içeriğini ezbere okuyabilirim. | Open Subtitles | أني قادر على سرد كل عنصر في علم القانون في ولاية نيويورك |
| Hepsini ezbere biliyorum. | Open Subtitles | أحفظهم عن ظهر قلب. |
| Kataloğunuzu neredeyse ezbere biliyorum. | Open Subtitles | هل تعلمى اننى اعرف كتالوجك تقريبا بقلبى |