| Bir asteroit fırtınasında ağır hasar aldık ve sınırlı enerjiyle düşüyoruz. | Open Subtitles | لدينا أضرار جسيمة من عاصفة كويكبات والطاقة تقل لدينا بشكلِ سريع. |
| Kar fırtınasında, kar tanesi olmak gibi bir şey. | Open Subtitles | انه كان مثل أن تكوني ندفة ثلجٍ في عاصفة ثلجية. |
| Geçen cuma 17:50'de bir toz fırtınasında yol alıyorduk. | Open Subtitles | الجمعة الاخيرة الساعة 5: 50 ضربنا بشده في عاصفة رملية |
| Bir dahaki elektrik fırtınasında onu düşünüyor olacağız. | Open Subtitles | سنفكّر فيه فور إنقطاع التيّار عند قدوم العاصفة القادمة |
| Yani bebeği bana verebilir ya da kar fırtınasında kaybolabilirsiniz. Seçim sizin. | Open Subtitles | لذا أعطني الصغير أو اذهب لتضيع في العاصفة الثلجية إنه خيارك |
| Bir asteroid fırtınasında vurulduk ve rotamızdan çıktık. | Open Subtitles | لقد أصبنا من قبل عاصفه نجميه وخرجنا عن المسار |
| Yağmur fırtınasında bir kurbağadan daha kurnazdır, | Open Subtitles | انه مداهن اكثر من العلجوم في عاصفة مطرية |
| Hayalet çakal sürüsüyle karşılaştık çöl fırtınasında, | Open Subtitles | لقد هاجمتنا للتو مجموعة اشباح من الذئاب في عاصفة رملية |
| Kar fırtınasında bir bufalo sürüsünü izlemek gibi bir şey. | Open Subtitles | سيكون مثل مشاهدة قطيع من الجواميس في عاصفة ثلجية |
| Bir zamanlar oralarda bir kasaba varmış. 1940'larda altı ay süren bir toz fırtınasında kaybolup gitmiş. | Open Subtitles | من المفترض أنه كانت هناك مدينة كاملة هناك ولكن عاصفة فى الأربعينات أطاحت بها |
| Ben her zaman doğanın etrafımda olmasını severim. Yağmur fırtınasında sevişmek, yada bir traktörde sevişmek, | Open Subtitles | او نقيم حفلات في الحقول ان امارس الجنس تحت عاصفة مطرية |
| Aslında beyin fırtınasında, diğerlerinden öne çıktı. | Open Subtitles | في الواقع, لقد صمدت من إختبار عاصفة التفكير بحكمة |
| Yoğun bir yağmur fırtınasında bir baraj çökünce Batı Virginia'daki madenciler köyü büyük yıkıma uğramıştı. | Open Subtitles | مجتمع لتنقيب عن الفحم تدمّر بالكامل عندما إنهار سدّ بعد عاصفة مطرية كبيرة. |
| Hayat fırtınasında sığındığınız liman, gemi demirinizdir. | Open Subtitles | هي مرساتك، مينائك في مواجهة عاصفة الحياة |
| Sense, yağmur fırtınasında hasta bir rakunu yoldan çekmek için arabayı kenara çekmemi sağlayan kadın gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | وانت تتصرفين كما انت المرآة التي تجعلني اتوقف على جانب الطريق في عاصفة مطرية من اجل راكون مريض |
| Tanrım. Sen kar fırtınasında bile çamur bulursun. | Open Subtitles | كيف يمكن ايجاد القذارة في العاصفة الثلجية |
| Geçen sene o kar fırtınasında, bütün noel çalışmıştım hatırladın mı? | Open Subtitles | كبير العمال مدين لي لقد عملت له في العاصفة الثلجية التي مرت علينا الكريسماس المتضي هل تتذكرين؟ |
| Bir grup yavru kar fırtınasında kaybolmuş. | Open Subtitles | مجموعة من الفراخ ، قد تاهوا في العاصفة الثلجية. |
| Kendi başına mı? Bay Rumsin, beyin fırtınasında söylediğim şeyi beğendi. | Open Subtitles | أُعجب السيد رومسنبما فعلته في جلسة العاصفة التفكيرية |
| Bir dahaki kar fırtınasında buradan ayrılıyoruz. | Open Subtitles | وعندها ستكون العاصفة الثلجية القادمة في طريقها |
| Bu kar fırtınasında bütün yolu benimle olmak için yürüdün ... öyle değil mi Michael? | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا وقدمت خلال عاصفه ثلجيه لتكون معي فقط... اليس كذلك يامايكل |