| Kulağına bir şeyler fısıldamak, omuzlarını ovmak eski bir sünger mızrakla nazikçe dürtmek... | Open Subtitles | ليس الهمس في أذنيكِ و لا تدليك أكتافكِ ولا وكزة خفيفة بقضيب المبارزة |
| Onun adını fısıldamak umudu yeniden ateşleyebilir, ve umut düşmanlarımızın sahip olmasına izin veremeyeceğimiz bir şey. | Open Subtitles | الهمس باسمه يمكن ان يبعث الامل , والامل هو شئ ما لا يمكن السماح به |
| Ve eğer bir öpücük beklemiyorsa kulağına bir şeyler fısıldamak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | واذا لم تكن هى تتوقع القبلة فيجب أن تهمس بشىء فى اذنها |
| Daha kolay olmaz mıydı ona sarılıp kulaklarına aşk sözcükleri fısıldamak. | Open Subtitles | لن يكو ن سهلا ان تذهب وتاخذها بين ذراعيك تهمس بكلمات الحب كلمات كل يوم |
| İletişim kurma yöntemimde zor bir engel varsa o da bazen bağırmak ve bazen de bir aşk ya da minnet kelimesini fısıldamak istememdir. | TED | أصعب عقبة تواجهني في طريقتي في التواصل هي أنني في بعض الأحيان أود الصراخ وبعض الأحيان ببساطة أن أهمس كلمة حب أو أمتنان. |
| fısıldamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يجب أن تهمسي |
| fısıldamak büyük kabalık. Merhaba. | Open Subtitles | مِن الوقاحة أن تتهامسوا |
| Kocasının kulağına asla benim yerimi alamayacağını fısıldamak gibi. | Open Subtitles | او الهمس في أذن زوجها بإنه لن يستطيع استبدالي أبدا |
| Yapabildiğin tek şey fısıldamak. | Open Subtitles | وكل ما يمكن القيام به هو الهمس. |
| Şş! fısıldamak benim olayım. | Open Subtitles | الهمس خاص بي |
| Onu kollarının arasına almak, aşk sözcüklerini fısıldamak daha kolay olmaz mıydı? | Open Subtitles | لن يكو ن سهلا ان تذهب وتاخذها بين ذراعيك تهمس بكلمات الحب كلمات كل يوم |
| Artık karanlıkta saklanmak yok, onun ismini fısıldamak yok. | Open Subtitles | لا مزيد من الاختباء في الظلام، لا أكثر تهمس باسمه. |
| "Sakın ses çıkarma " diye fısıldamak ses çıkarmaktır. | Open Subtitles | " أن تهمس ب " لا تصدري أي صوت هو عبارة عن صوت |
| - Tek yapman gereken fısıldamak. | Open Subtitles | - كل ما عليك فعله هو أن تهمس - |
| fısıldamak zorunda değilsin. Marlon burada değil. | Open Subtitles | أنت لست مضطراً أن تهمس مارلون ) ليس هنا ) |
| Boş, tatlı sözler fısıldamak hoşuma gider. | Open Subtitles | أريد أن أهمس بأشياء رقيقة |
| Bir şey fısıldamak istiyorum. Devam et. | Open Subtitles | أريد أن أهمس لك بشىء |
| fısıldamak... | Open Subtitles | أهمس |
| fısıldamak zorunda değilsin, kızçem. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تهمسي يا فتاة |
| fısıldamak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | ليس عليكم أن تتهامسوا |