| Sen? Aslında, ben falafel yeriz diye düşündem ama. | Open Subtitles | في الواقع , انا كنت افكر في المزيد من الفلافل |
| Caddenin ismi var. Ve büyük satış sloganı bir falafel standının üstünde olması. | Open Subtitles | والعرض المغري لبيعها أنها تقع فوق منصة لبيع الفلافل |
| Bakın falafel ona nasıl yaramış. Üç adamla dövüştüğünü gördüm. Dişlerini döktü. | Open Subtitles | بفعل الفلافل الذي بداخله ، شاهدته و هو يضرب ثلاثة رجال و قد حطم جميع أسنانهم؟ |
| Buraya falafel dükkânı açmaya gelen bir herif aradı yenilemek için beni tutup tutamayacağını sordu. | Open Subtitles | انني استلمت مكالمة من احد ما قال انه سيأتي هنا ويفتح محل فلافل وطلب مني أن أكون مقاول المشروع |
| Yolda bedava falafel yemek için kupon vardı. | Open Subtitles | كان هناك كوبون من أجل فلافل مجانية على السكة |
| Bugün falafel yemeği düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا، على سبيل المثال، هناك الغداء. اليوم أفكر في تناول الفلافل. |
| falafel restoranında işi pişirdiğin adamım ben. | Open Subtitles | انا ذات الشخص الذي قابلك في مطعم الفلافل ، تتذكرين ؟ |
| Evet. Gösteriye çıkarız, falafel yeriz, eve gideriz. | Open Subtitles | نعم , نجلس قليلا ونأكل الفلافل ثم نذهب إلى المنزل. |
| falafel'ci adamla konuşmalıyız, belki şüpheli bir şey görmüştür. | Open Subtitles | يجب أن نتحدث الى بائع الفلافل معرفة ما إذا كان قد رأى أي شيء مريب |
| Evet, şu travesti fahişe, jöleli şatla falafel yemiş ya hani? | Open Subtitles | نعم ، العاهرة ترانى الهُلامية ، الفلافل ؟ |
| Eskiden bir şey vardı sizde, falafel ve waffleın bir kombinasyonu gibi. | Open Subtitles | لقد كان لديكم هذا الشيء الذي كأنه.. خليط من الفلافل والوافل |
| Aslında biz falafel yemeye gelmedik. | Open Subtitles | إنيّ لم أقرر بعد. بالواقع , إننا لسنا هنا لأجلِ الفلافل. |
| Çünkü aşağıda bir falafel kamyonu var. | Open Subtitles | لأن هناك شاحنة الفلافل في الطابق السفلي. |
| Bir sürü falafel yiyorsun. | Open Subtitles | .وبالكثير من الغازات فقد أكلت الكثير من الفلافل |
| Bu artık güneş enerjisi ve falafel'le çalışıyor. | Open Subtitles | هذا الان يعمل على الطاقه الشمسيه وسلطه الفلافل |
| Herhangi iki insan bedava ve falafelin ne olduğu hakkında tartışmıyordu, arkamızda, "bedava falafel" yazıyor. | TED | ولم يكن احد يختلف على معنى كلمة " free مجاني " و كلمة " falfel فلافل " وكانت هنالك لوحة اعلان بذلك خلفنا |
| Bana bir falafel borçlusun, gerizekalı. | Open Subtitles | أنت تدين لي ب فلافل أيها اللعين |
| Ve ben onun iki oğlu Uday Ve falafel'i yakaladığımıza asla inamıyorum. | Open Subtitles | وأنا أظن أننا لم نلقِ القبض على إثنين من أولاده؛ (عُدي) و(فلافل)! |
| Ee "Bay falafel"in kocaman bir kamışı var mıydı? | Open Subtitles | هل كان قضيب السيد فلافل كبيراً ؟ |
| falafel veya biraz pizza? | Open Subtitles | فلافل او بعض البيتزا |
| Yedinci bölgede harika bir otelde kalıyorum hayatını değiştirecek falafel lokantasının bulunduğu sokağın karşısı. | Open Subtitles | أمام متجر فلافل سيغير حياتك |