| Ya da onu, o canavarın farkına varamadığı için affetmemem gerektiğini... | Open Subtitles | لأنها لم تدرك طبيعة ذلك الوحش |
| O canavarın tabiatının farkına varamadığı için. | Open Subtitles | لأنها لم تدرك طبيعة ذلك الوحش |
| Birçok insanın farkına varamadığı şey açlık hissi ve enerji kullanımı beyin tarafından kontrol edilir, ve çoğunlukla siz bunu fark etmezsiniz bile. | TED | ولكن الشيء الذي لا يدركه الكثير من الناس هو أن الجوع واستخدام الطاقة يسيطر الدماغ عليهما، غالبياً الاقات من دون وعيك. |
| farkına varamadığı şey, bu her ne kadar zararsız gözükse bile gerçeği görebilme yetisi zarar görüyor. | Open Subtitles | الذي لا يدركه في هذا الفعل الذي يبدو غير ضار أنه سيهدم أسوار واقعه |
| Nasıl bir şeye bulaştığının farkına varamadığı için. | Open Subtitles | ولم تدرك ماكانت مقبلة عليه |
| Nasıl bir şeye bulaştığının farkına varamadığı için. | Open Subtitles | ولم تدرك ماكانت مقبلة عليه |
| Martin'in farkına varamadığı benim Mike'ı da kazandığımdı. | Open Subtitles | ما لم يدركه (مارتن) هو أننى فزت بـ(مايك) أيضا |
| Dave'nin ağzını açtığında farkına varamadığı şey şu ki; gammazcılar pataklanırlar. | Open Subtitles | ما لا يدركه (ديف) عندما يثرثر، هو أنّ الشاكي يتأذّى. |