ويكيبيديا

    "farkına vardılar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أدركوا
        
    En güçlü mikroskoplar altında bile görülemeyecek kadar küçük olduklarının farkına vardılar. Open Subtitles فقد أدركوا أنها أصغر جداً من أن ترى حتى تحت أقوى المجاهر
    Fakat bitcoinde de bir problem olduğunun farkına vardılar. Çünkü her bitcoin transferi, aslında herkesin gözü önünde muhasebe altında tutuluyor. TED ولكن أدركوا بعد ذلك أن ثمَّة مشكلة ما بعملة بيتكوين، لأن كل صفقة تتم بعملة البيتكوين تُسجل علنًا في دفتر حسابات عام.
    Bizim yemek depomuzda büyük bir savunma zaafımız olduğunun farkına vardılar. Open Subtitles لقد أدركوا أن لدينا نقطة ضعف كبرى مصادر غذائنا
    Ve belki daha da önemlisi, onlarında nitekim yaptığı gibi bazı şeylerin hakikaten hayranlık verici olduğunun, derin ve beklenmedik bağlantının varlığının farkına vardılar. Open Subtitles وربما أيضاً الشئ الأكثر أهمية فيما فعلوه أنهم أدركوا شئ رائع حقـاً أن هناك ربط غير متوقع وعلاقة قوية جدا
    - Nihayet beni kaçırmayacağının farkına vardılar. Open Subtitles أنهم اخيراً أدركوا بانكً لن تقومَ باختطافي
    Turizm işletmecileri, balıkçılar, Avustralya Büyük Set Resifi makamı ve bilim adamları Büyük Resifin bu yönetim altında ölüme mahkum olduğunun farkına vardılar. TED بعلمٍ من مدراء السياحة، و الصيادين، مسئولي الحاجز المرجاني العظيم في أستراليا و العلماء أدركوا أن الحاجز المرجاني العظيم محكوم عليه بالدمار تحت النظام السلطوي الحالي.
    Benimle tanıştırıldıklarında, aniden benim gerçekte kim olduğumun farkına vardılar. Open Subtitles ثم تم تقديمهم لى وفجأه أدركوا من أنا
    Galiba farkına vardılar ki ne kadar yüksekte olunursa o kadar hava olurdu. Open Subtitles لأنهم أدركوا غالبا... كلما ارتفعوا عن الارض... كلما قل تركيز الغاز
    Hiçbir yetkili kişiye saygı göstermiyor ve öbür öğrenciler onu taklit ediyor çünkü oğluna dokunmadığımızın farkına vardılar, Germán. Open Subtitles إنه لا يحترم أي سُلطة وهناك طلاب آخرين يُقلدونه... لأنهم أدركوا أننا لا نمس ابنك.
    Ama yolda uçup giden üçüncü bastondan sonra, kaynakları biraraya getirmelerinin farkına vardılar ve para topladılar, bu sayede Braille Enstitüsü'ne gittim ve gözleri görmeyen birisine gereken becerileri öğrendim ve de hayatımı değiştiren bir rehber köpeğim oldu. Bir de üniversiteye de geri dönebildim TED ولكن مع العصا الثالثة التي سقطت عبر الطريق أدركوا أنهم بحاجة إلى تجميع الموارد فجمعوا التبرعات لأتمكن من الذهاب إلى معهد برايل وأن اكتسب المهارات اللازمة اللازمة لأي شخص كفيف وأيضًا للحصول على كلبٍ مرشدٍ قام بتغيير حياتي تمكنت من الرجوع لدراستي الجامعية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد