| Biraz daha yaklaşınca, farklı bir bakış açısı elde ediyorsunuz | TED | وإذا اقتربت أكثر، فإنك تحصل على منظور مختلف |
| Bu programda bilimin nasıl gerçekleştiğine dair farklı bir bakış açısı sunacağım. | Open Subtitles | في هذه السلسلة سأعرض من منظور مختلف كيف وُجد العلم |
| Ölüm'ün, insanlara farklı bir bakış açısı kazandırdığını düşünüyorum. | Open Subtitles | افترض ان الموت يستطيع اعطاء وجهة نظر مختلفة فيما هو مهم |
| FBI benim farklı bir bakış açısı sağlayabileceğime inanıyor. | Open Subtitles | حسناً، مكتب التحقيقات الفدرالي يعتقد أنني أستطيع تقديم وجهة نظر مختلفة |
| Bu bana tamamen farklı bir bakış açısı kazandırır. | Open Subtitles | هذا يجعلني أرى الأمر بمنظور مختلف تماماً |
| Herkesin kusursuz dünya için farklı bir bakış açısı var sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أن الجميع لديهم رؤية مختلفة حول العالم المثالي |
| Bu programda bilimin nasıl gerçekleştiğine dair farklı bir bakış açısı sunacağım. | Open Subtitles | في هذه السلسلة سأعرض من منظور مختلف كيف وُجد العلم |
| Bu programda bilimin nasıl gerçekleştiğine dair farklı bir bakış açısı sunacağım. | Open Subtitles | في هذه السلسلة سأعرض من منظور مختلف كيف وُجد العلم |
| farklı bir bakış açısı. | Open Subtitles | انه منظور مختلف |
| Fakat ben farklı bir bakış açısı sunmak istiyorum. | Open Subtitles | ولكنى اود تقديم منظور مختلف |
| Ne yazık ki uluslararası ortaklarımızın farklı bir bakış açısı var. | Open Subtitles | للاسف، شركائنا الدوليون لديهم وجهة نظر مختلفة |
| Bugün, farklı bir bakış açısı getireceğim. | TED | اليوم، أنا هنا لتقديم وجهة نظر مختلفة. |
| Belki başka bir karakterin, farklı bir bakış açısı olabilir. | Open Subtitles | ربما اسلوب اخر لديه وجهة نظر مختلفة |
| Babasından her zaman daha farklı bir bakış açısı vardı. | Open Subtitles | و لطالما كان يرى الأمور بمنظور مختلف عن أبيه, |
| Onun farklı bir bakış açısı vardı. | Open Subtitles | كاتي لديها رؤية مختلفة. |