| Tom ve Lynette hayatlarını ayırmaya karar verdi, ve bundan Jane faydalandı. | Open Subtitles | توم و لينيت ابتعدا عن بعضهما اكثر و جاين استغلت ذلك |
| İki bölgeye de yayıldığını bildiği için bundan faydalandı. | Open Subtitles | هي استغلت الموقف لأنها تعلم أنك مشتت بين مقاطعتين. |
| Açık konuşmak gerekirse önce onu sarhoş etti ve ondan faydalandı. | Open Subtitles | أساساً، ما فعله هو أنهجعلهاضائعة... و استغلها. |
| faydalandı ondan. | Open Subtitles | أعني، لقد استغلها حقًا. |
| Babana kayıtsız şartsız güvendim, o da benden faydalandı. | Open Subtitles | لقد أغمضت عيني عن أبيك و هو قد استغل تلك الفرصة |
| Çok sarhoştum ve basit olarak o benden faydalandı. | Open Subtitles | كنت ثملة تماماً وهو أساساً استغلني |
| Shao Kahn, iki genç kızın sahip olduğu muhtesem yeteneklerden faydalandı. | Open Subtitles | قام (شاوكان) بإستغلال المهارات الإستثنائية لكلتا الفتاتين. |
| Benden faydalandı. | Open Subtitles | لقد تم إستغلالي |
| Ev hanımlığından sıkılmıştınız ve Libertad gizli hırsınız ve iş yeteneklerinizden faydalandı. | Open Subtitles | كنت ربة منزل مصابة بالملل و "ليبرتاد" إستغلت طموحك الخفي و مهارتك التجارية. |
| Müvekkilimden faydalandı. | Open Subtitles | لقد استغلت موكلي |
| Evelyn bundan faydalandı. | Open Subtitles | استغلت "إفيلين" ذلك وحسب. |
| Ve o adam ondan faydalandı. | Open Subtitles | ذاك الرجل استغلها. |
| Durumdan faydalandı. | Open Subtitles | - لقد استغلها - |
| Israel de bu durumdan çok kurnazca faydalandı. | Open Subtitles | و قد استغل اسرائيل تلك الحاله بشكل فطن جدا |
| Ne kadar genç olduğu umrumda değil, kendinden beş yaş büyük bir kızdan faydalandı! | Open Subtitles | لا يهمني كم هو صغير، استغل فتاة أكبر منه بـ5 سنوات |
| Trevor zayıf ve hassasken ondan faydalandı. | Open Subtitles | لقد استغل تريفور عندما كان ضعيفا و قابلا للتأثر |
| Arkadaşım benden faydalandı anne. | Open Subtitles | صديقي استغلني, أمي |
| Benden faydalandı ama beni yaralayamadı. | Open Subtitles | لقد استغلني ولكن لم يجرحني |
| Shao Kahn, iki genç kızın sahip olduğu fevkalade yeteneklerden faydalandı. | Open Subtitles | قام (شاوكان) بإستغلال المهارات الإستثنائية لكلتا الفتاتين. |
| Benden faydalandı. | Open Subtitles | لقد تم إستغلالي |
| Bu kadın, oğlumuzdan faydalandı! | Open Subtitles | هذه المرأة إستغلت إبنى |
| Mısır Cumhurbaşkanı Anwar El Sadat cömertliğimizden yıllarca faydalandı. | Open Subtitles | (أنور السادات) الرئيس المصري أجاب لقد استفدنا من سخائهم عدة سنوات. |
| O bir çocuktan faydalandı. | Open Subtitles | قام بأستغلال طفل |