| Fern'le yaptığımız buluşmadan sonra bana verdiğiniz kağıtları hatırlıyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | هل تذكرون الأوراق اللتي أعطيتموني إياها بعد لقاءنا مع فيرن ؟ |
| Yaratıcı zekânı kullanmamışsın Fern. | Open Subtitles | انت لم تنتقلى الى ابداع عقلك الباطن , فيرن |
| Bu yüzden Augusten, umarım Fern ile olan ilişkimde bana destek olursun. | Open Subtitles | و هكذا ,اوجوستن , اتمنى ان تدعمنى فى علاقتى مع فيرن |
| Fern bana Lewis'in arkadaşlarının da geleceğini söylememişti. | Open Subtitles | فيرن لم تقل شي عن اصدقاء لويس الذين عرفتهم |
| Leydi Fern. | Open Subtitles | نبات السرخس |
| Fern bu sabah velayeti yarı yarıya olarak onayladı. | Open Subtitles | فيرن وافقت هذا الصباح على الوصاية المشتركة |
| - Ben okşarım. Hayır, Fern. Beni rahat bırak, işine dön. | Open Subtitles | لا , يا فيرن , دعيني وشأني وعودي إلي العمل |
| Hayır, sakın özür dileme Fern. | Open Subtitles | لا , لا تحاولى الاعتذار , فيرن |
| Buçukta da, Fern Britton'la Bu Sabah programına devamında da Blue Peter'a. | Open Subtitles | تم برنامج هذا الصباح مع مقدمة البرامج "فيرن بريتون" في منتصف الساعة يليه برنامج "بلو بيتر" ثم القناه الرابعة |
| Böyle kısa bir sürede geldiğiniz için teşekkür ederim, Fern. | Open Subtitles | شكراً لقدومك في وقت قصير ، فيرن |
| Fern'le velayet için mi buluştunuz? | Open Subtitles | لذا ، أقابلت فيرن من أجل الوصاية؟ |
| Evet, Fern'in Nazi kuralları ile gitmeme izin verildi. | Open Subtitles | نعم, منذ أن قامت فيرن بجعلهم يتركوني |
| Oradaki en sevdiğim yer Fern Sokağı'ndaki McDonald's çünkü nehrin yanında. | Open Subtitles | المكان المُفضل ليّ هُناك هو "ماكدونلز" في شارع فيرن, لانه قرب النهر. |
| Carla Fern, sadece bir oyunculuk ajansı değildir. | Open Subtitles | كارلا فيرن ليست فقط وكيلة ممثلين |
| Ciddi derecede beşinci seviye hidrojen değerleri alıyorum muhtemelen boşaltılması-- Sen ne yapıyorsun Fern ya! | Open Subtitles | - حسناً " فيرن " لدي فئة خمسة خطيرة من القراءة الهيدروجينة وربما |
| Fern'e her zaman karşı koy. Benim uğruma sağlığını tehlikeye attın. | Open Subtitles | حارب دائماً فيرن لقد ضحيت بصحتك لأجلي |
| Şey, Teyzem Fern Philadelphia'da yaşıyor ve sana deri kayışla şaplak atarken, onun aklıma gelmesini istemiyorum. | Open Subtitles | إنه فقط أن خالتي (فيرن) تعيش في (فيلادلفيا) و لا أريد أن أفكر بها و أنا أجلدك بسوط جلد |
| Bok gibi olmuş Fern. | Open Subtitles | انها هراء , فيرن |
| Fern. Fern... | Open Subtitles | اوه, فيرن , فيرن, فيرن |
| Leydi Fern. | Open Subtitles | نبات السرخس |
| Carla Fern bana kısa süreli iş ayarladı. | Open Subtitles | كارلا فرن حصلت لي على مشروع |