| Ve fetüsün bu belirlemelerinin temelinde yatan annesinin yedikleridir. | TED | ويعتمد الجنين في عمليّة التنبّؤ على ما تأكله أمه. | 
| fetüsün anne karnında hayatta kalması gerekiyor. | TED | يحتاج الجنين إلى البقاء على قيد الحياة داخل الأم. | 
| Bir fetüsün beyninin cep telefonunun yaydığı elektro manyetik alana karşı ne kadar hassas olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | ليس لديك فكرة كم يؤثر هذا على مخ الجنين الجنين يتعرض للموجات اللتى يرسلها هاتفك الجوال | 
| Araştırmalara göre, fetüsün gergin bir ortamda olması hiç sağlıklı değilmiş. | Open Subtitles | الدراسات تشير الى أن ذلك غير صحي بالنسبة للجنين ان يتعرض الى بيئة مليئة بالضغوط | 
| Aktif insan DNA'sını gelişmekte olan bir fetüsün içine yerleştirmek birden çok doğum kusuruna, şiddetli mutasyonlara neden olabilir. | Open Subtitles | دي ان اي لانسان حي تُقدم الى جنين في طور النمو يمكن ان تسبب عيوب خلقيه متعدده | 
| Hamileliğin bu döneminde fetüsün tamamını görebiliriz. | Open Subtitles | في هذه المرحلة من الحمل نستطيع رؤية الجنين كامل | 
| Yıllarınızı bu evredeki bir fetüsün kanuni olarak kürtaj edilebileceğini savaşını vererek geçirdiniz. | Open Subtitles | بشكلٍ عام ـ لقد قضيتِ أعواماً تقاتلين للتأكد من من أن الجنين في هذه المرحلة يمكن إجهاضه من الناحية القانونية | 
| Emin olmak için, fetüsün kalp ritmini kontrol etmek istiyorum. | Open Subtitles | ولكى تصبح بأمان , , أربد أن أفحص نبضات قلب الجنين | 
| Henüz doğmamış bir fetüsün yüzü kaynarken geride yara izi kalmıyor. | Open Subtitles | حين يتجمّع الوجه في الجنين.. لا يوجد أثر لندبة. | 
| Zavallı fetüsün minicik, küçücük bir penisi var o penisi bir gün bu dişinin vajinasına sokabilir tabii eğer ilk buluşmasında kız onu yemezse. | Open Subtitles | الجنين الضعيف نما له عضو صغير و قد يستخدم هذا العضو يوماً ما لو لم تلتهمه الفتاه في أول مضاجعه له | 
| fetüsün göğsü yukarıya bakmadığı sürece kalbe ulaşamayız. | Open Subtitles | وجه الجنين ليس للأمام، والصدر بالأعلى لن نصل لقمة القلب | 
| Sonra amniyotik boşluğa girip minicik fetüsün göğsünden mini minicik kalbine ulaşıp minik insanı kurtarıyorum. | Open Subtitles | ومنه إلى التجويف المحيط بالجنين ومنه إلى صدر الجنين الصغير إلى قلب صغير جداً لأنقذ شخص صغير جداً | 
| fetüsün menfaati için herhangi bir işlemin yapılması geciktirilmeye çalışıldı. | Open Subtitles | كنّا نأمل في تأخير أي عملية جراحية من أجل سلامة الجنين | 
| Bu süre içinde fetüsün akciğeri tam fonksiyonlu bir organ haline gelir. | Open Subtitles | خلال ذلك الوقت رئتي الجنين تعمل بشكل كامل | 
| fetüsün gögsü yukariya bakmadigi sürece kalbe ulasamayiz. | Open Subtitles | وجه الجنين ليس للأمام، والصدر بالأعلى لن نصل لقمة القلب | 
| Sonra amniyotik bosluga girip minicik fetüsün gögsünden mini minicik kalbine ulasip minik insani kurtariyorum. | Open Subtitles | ومنه إلى التجويف المحيط بالجنين ومنه إلى صدر الجنين الصغير إلى قلب صغير جداً لأنقذ شخص صغير جداً | 
| Son randevusunda fetüsün ters doğacağını öğrendik. | Open Subtitles | لقد اكتشفنا في مقابلتها الأخيرة أنّ الجنين في وضعية المجيء المقعدي. | 
| Anormal fetüsün kan akışını kesmek için. | Open Subtitles | ليقطع مسار الدم المتدفق للجنين الغير طبيعي | 
| - Bu görüntü, fetüsün açıklanamayan ve hızlı şekilde iyileştirdiğini gösterir. | Open Subtitles | يظهر التصوير وحده أن للجنين تعافٍ سريع ودون تفسير | 
| Fakat geçirdiği travma fetüsün kaldıramayacağı kadar şiddetliydi. | Open Subtitles | و لكن الصدمة كانت قوية بالنسبة للجنين. | 
| Sayın Yargıç, bir fetüsün yıkımını para tahsiline çevirmek... şantaj değilse, hiçbir şey değildir. | Open Subtitles | معاليك، إن ربطت تدمير جنين لدفع المال ليس إبتزاز، فلا شيء كذلك |