| Türler arası fuhuştan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | سوف أقتُلك دون الحاجة لذكر أعمال الدعارة |
| kulübü uyuşturucu ve fuhuştan kazandıkları paraları aklamak için kullanıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يستخدمون الملهى لغسيل أموال المخدرات و الدعارة. |
| Daha önce de fuhuştan yakalanmışsın Eddie. | Open Subtitles | لقد تم اعتقالك لتسهيل الدعارة سابقا إيدي |
| Birkaç kız dün gece tutuklandı.fuhuştan. | Open Subtitles | تم إيقافهما الليلة الماضية.. بتهمة البغاء. |
| İnsan tacirleri, fuhuştan otobüs yolculuğuymuş gibi bahsediyor. | Open Subtitles | التجارة بالبشر يجعل البغاء الجبري يبدوا رحلة نزهة |
| Birkaç defa fuhuştan içeri alınmış. - Biri fena kesmiş kızı. | Open Subtitles | اعتقلت بضع مرات للدعارة أحدهم ذبح رقبتها |
| Henry Duncan'ın komşusu Connie Jaden'ı fuhuştan tutukladık. | Open Subtitles | تعرف، إعتقلنا جارة (هنري دنكان) (كوني جيدن) للدعارة. |
| Ama fuhuştan hiç haberim yoktu. | Open Subtitles | ولكن لم أكن أعلم شيئاً عن الدعارة |
| Mekanı fuhuştan kaldırıyoruz. | Open Subtitles | نحن نداهم المكان بتهمة الدعارة. |
| Genel olarak fuhuştan ya da ajanstan bahsetti mi? | Open Subtitles | هل ذكر لك الوكالة أو الدعارة بشكل عام؟ |
| Sizin de fuhuştan iki gözaltınız var. | Open Subtitles | وأنت لديك سابقتان بممارسة الدعارة. |
| Zina ve fuhuştan. | Open Subtitles | بتهمة الدعارة والزنا |
| Ve fuhuştan. | Open Subtitles | و الدعارة |
| İnsan kaçakçılığının, zorla fuhuştan ibaret olmadığını kabul etmiyoruz. Gerçekte ise, insan kaçakçılığı gündelik hayatın tam içinde yer alıyor. | TED | نجعل أنفسنا نفكر أن الاتجار بالبشر يتمحور فقط حول البغاء القسري، غير أن الحقيقة، أن الاتجار بالبشر متضمن في كل أشكال حياتنا اليومية. |
| Benim kaygım fuhuştan daha çok cinayet. | Open Subtitles | أنا أكثر قلقا بجرائم القتل من البغاء |
| fuhuştan altı kere tutuklanmış. Memleketi Peoria, Illinois. | Open Subtitles | تم اعتقاله ست مرات بتهمة البغاء من (بيوريا) في ولاية (إلينوي) |
| Wendy fuhuştan ve küçük uyuşturucu suçlarından içerdeymiş. | Open Subtitles | زجت (ويندي) في السجن بتهمة البغاء و بيع المخدرات للقاصرين |