| Her şey birbiriyle uyumlu. Kıytırık çoraplar, kıytırık gömlekle uyumlu. | Open Subtitles | إنه مرتّب للغاية، الجورب متناسق مع القميص |
| Sadece oral seks soyadı verilmez, spor salonu serbesttir ve asla aynı yere aynı gömlekle gidilmez. | Open Subtitles | مص القضيب فقط، لا ألقاب عائلية الصالة رياضية مساحة حرة و عدم الذهاب لنفس المكان بنفس القميص |
| Bence o gömlekle dondurma satıcılarına benziyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا القميص يجعلك تبدو كأنك تعمل في باسكن روبينز |
| Güzel bir Armani gömlekle çok uzun süre yalnız kalamazsın. | Open Subtitles | مع قميص أرماني لطيف أنت لَنْ تَكُونَ وحيدَ طَوِيِلاً. |
| Evet. Donarak ölmemek için uzun kollu gömlekle. | Open Subtitles | نعم مع قميص ذو اكمام طويلة لكي لاتتجمد حتى الموت |
| Üzerinde kurşun deliği ve kan olan bir gömlekle mi dolaşacaksın? | Open Subtitles | ستذهب وتمشي في الجوار بقميص مملوء بالدماء ومصاب بطلقة |
| # Tek bildiğim, gömlekle pantolon giydiğim. # | Open Subtitles | كل ما أعرفه بالتأكيد هو أنني♪ ♪أرتدي قميصا وسروالا |
| Sana da o gömlekle bir balta bulma konusunda başarılar. | Open Subtitles | أتنمى أن تدافع بقوّة عن ألوان القميص الذي سترتديه |
| Hele senin o pembe-siyahlı gömlekle topla bütünleştiğin o anlardan söz etmeye bile gerek yok. | Open Subtitles | ناهيك عن للمح البصر وفي ذاك القميص الوردي والاسود المتطابق مع الكره؟ |
| Affedersin, o gün giydiğin gömlekle kafamı karıştırmış olmalısın. | Open Subtitles | أنا آسفة للغاية لابد أنك خلطت بيني و بين القميص الذي كنت ترتديه ذلك اليوم |
| -Ama Chuck gömlekle arabada | Open Subtitles | ولكن شاك فى السيارة ومعة القميص كم مضى علية وهو هناك؟ |
| Bu gömlekle o da senin gibi çok yakışıklı görünüyordu. | Open Subtitles | كان يبدو وسيماً مثلك تماماً في هذا القميص |
| Onu saymazsak içinde öldüğü gömlekle tamamen aynılar. | Open Subtitles | وعلى خلاف ذلك فانهم يطابقون القميص الذي مات وهو يرتديه |
| - Bu gömlekle çok seksi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تبدو ساخنة حتى في هذا القميص. |
| Bu gömlekle çok hoş görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدو جميلاً جداً فى هذا القميص |
| Bir gömlekle gelmiştin bara. | Open Subtitles | لقد كنت ترتدي قميص أبيض عندما أتيت لمقهى جيونغ روك. |
| O gömlekle bir kız hamile kalabilir. | Open Subtitles | كنت قد يذهب الحصول على فتاة حامل مع قميص من هذا القبيل على |
| Çaba harcadığını anlamalılar. Öyle yataktan kalkıp dünkü takımın içine yeni bir gömlekle gelmediğini. | Open Subtitles | يُردن الشُعور أنّك بذلت جُهدًا، وأنّك لمْ تخرج من فراشك، وأنّك ارتديت بدلة البارحة مع قميص جديد. |
| Ofisime gelmek için yalvardın ve buraya transparan bir gömlekle geldin. | Open Subtitles | لقد توسلتِ للمجيئ لمكتبي. ترتدين قميص شفاف |
| Üzerinde kurşun deliği ve kan olan bir gömlekle mi dolaşacaksın? | Open Subtitles | ستذهب وتمشي في الجوار بقميص مملوء بالدماء ومصاب بطلقة |
| Araştırdığımız bir olaydaki kurban sizden alınan bu gömlekle pantolonu giyiyordu. | Open Subtitles | هناك ضحية في قضية نحقق فيها كان يرتدي قميصا و سروال جينز من هنا |
| Unutmayın, Bay Axe, Gösterişli bir gömlekle, ... yumuşak konuşmalarla, pembe içecekler ile Vergi Dairesi cezp edilemez. | Open Subtitles | وتذكر سيد اكس مصلحة الضرائب لاتنسحر بالقميص الغالي والكلام الناعم والشراب الوردي |