| Düşünmen yeter canım, ama lütfen bir daha bize meyve gönderme. | Open Subtitles | أقدّر هذه الفكرة, ولكن أرجوك لا ترسل لنا أى فاكهه أخرى |
| "Bak Jabba, bir daha benimle konuşmak istediğinde, kendin gel ve gör. Bu alçakları gönderme." | Open Subtitles | انظر جابا, في المرة القادمة تريد الكلام معي، تعال و انظر لى بنفسك ولا ترسل احد هؤلاء الأغبياء |
| Kapıdan haberimiz var. Ve bütün bu canavarları geri gönderme vaktinin geldiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بأمر المدخل، وقد حان الوقت لإرسال هذه الوحوش إلى البيت. |
| O zaman babamın seni cehenneme gönderme sebebi olan dedikodular... | Open Subtitles | إذن كل تلك الشائعات بشأن إرسال أبي لكِ إلى الجحيم |
| Beni hapse geri gönderme imkanın varken neden bunu yapayım ki? | Open Subtitles | لم سأفعل هذا الآن؟ وانا اعلم انك قد ترسلني مباشرة للسجن؟ |
| Bana bir iyilik yap ve bir daha bana mesaj falan gönderme. | Open Subtitles | أسدي لي معروفا ولا ترسلي لي أي رسائل نصية أو بريد صوتي |
| Fakat beni temizlemek için üçüncü sınıf kiralık bir tetikçi gönderme. | Open Subtitles | لكن لا ترسل لى مجرم درجة ثالثة لكى يهددنى. |
| ..ikkafa. Okuldaki ofisime bir daha bok gönderme. | Open Subtitles | أنت لم ترسل هذه الرسالة في مكتبي بالمدرسة |
| Senin bilet ve fotoğrafları gönderme süresi kadar. | Open Subtitles | الوقت الذي ستحتاجه أنت لكي ترسل لي التذكرة والصور. |
| Ama ona şehvetle bakma, ve samimi e-mailler de gönderme. | Open Subtitles | ولا ترسل إليها رسائل صداقة الأمر قد بدأ هكذا |
| O çocuk, yüksek rahibe olarak atanır ve rüyaları, kuşun kanatlarıyla gönderme gücüne sahiptir. | Open Subtitles | حينئذٍ ، تُعرف تلكَ الطفلة بماهية الكاهنة الكبرىّ ، و تكون لديها القدرة لإرسال الأحلام ، على أجنحة الطيور. |
| Dışişleri Bakanlığı oraya bir ekip gönderme talebimiz konusunda bize engel oluyor. | Open Subtitles | وزارة الخارجية ظلت تماطلنا في طلبنا لإرسال فريق الى هناك |
| Üzgünüm ama kızımı tanımadığımız insanlarla bir müzeye gönderme konusunda rahat değilim. | Open Subtitles | -اسمعيني، أنا آسف لست مرتاج لإرسال أحد ابنائي للمتحف مع بعض الغرباء |
| Bunu Mumbai olaylarında gördük. Şu an haber gönderme, okumaktan çok daha kolay. | TED | رأينا ذلك في أحداث مثل مومباي مؤخراً حيث من السهل جداً إرسال تقرير الآن بدلاً عن إستهلاكه |
| - Yüz yıl önce sesimizi okyanus ötesine gönderme fikri saçmalık olarak görülüyordu. | Open Subtitles | ، قبل مائة عام كانت فكرة إرسال الصوت البشرى . عبر المحيط ضرباً من الجنون |
| Yani, eğer annem başka birine kızmakla meşgul olursa, mesela bize, ...Francis'i Çalışma Çiftliğine gönderme konusunu unutacaktır. | Open Subtitles | إذن، أمي لن تكون مهتمة بشأن إرسال فرانسيس لكي يعمل في مزرعة ما في حالة كانت غاضبة على أحد ما، مثلنا مثلاً |
| Sen de bana hiçbirşey gönderme. Umurumda değil. | Open Subtitles | ،وأريدك أن ترسلني لأي شيء لايهمني مهما كان |
| Eh, ben de söylemem, ama bana çiçek gönderme, olur mu? | Open Subtitles | حسناً، و لا أنا لكن لا ترسلي لي زهور، حسناً؟ |
| ve benim normalde başkalarına gönderdiğimden gönderme. | Open Subtitles | ويرجى ارسال الاشياء التي ترسلها لي . لا ترسل الاشياء أن أبعث إلى أشخاص آخرين . |
| #Beni çok uzaklara gönderme..# #...beni unutacağın yerlere# | Open Subtitles | لا ترسليني إلى أماكن بعيدة جداً حيث لن تتذكريني |
| Mezarımı kazmak için çömezini gönderme. | Open Subtitles | لا تُرسل إليّ بعض الحمقى ليفعلون ذلك بيّ. |
| Çünkü hapis devletin seni odana gönderme şeklidir. | Open Subtitles | لأن السجن هو طريقة الحكومة في إرسالك إلى غرفتك |
| Bu Videoyu Bütün Dünyaya gönderme Vakti. | Open Subtitles | لنرسل هذا الغبي لجميع أنحاء العالم |
| Sadece Tanrı'nın Sol Eli'ne müphem bir gönderme var. | Open Subtitles | يوجد مرجع واحد فقط انه اليد اليسرى للاله |
| Bir referans noktasına, gönderme yapabileceğimiz bir şey ihtiyacımız vardır, | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى نقطة مرجعية شيء ما نعود إليه |
| Kural bir Kutcher'a gönderme yapma. | Open Subtitles | -القاعدة الأولى، لا اقتباسات من (كاتشر ) |