| Son bir kez bak, Marlene çünkü bu vücudu bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | خذي نظرة اخيرة , مارلين لانك لن تري هذا الجسم مرة اخرى |
| Bunu yapma, Betty. Gidersen, kızını bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | لا تفعلي ذلك , يا بيتي اذا ذهبت فلن تري ابنتك مجددا |
| Al da kıçına sok artık benim güzel kıçımı göremeyeceksin. | Open Subtitles | وضعها في مؤخرتك.. لأن مؤخرتي الجميلة.. لن تراها بعد ذلك |
| Şimdi gideceğim ve muhtemelen bir süre beni göremeyeceksin. | Open Subtitles | أنا سأذهب, وعلى الأرجح أنك لن تراني لفترة |
| Vasiyet okunur okunmaz ve ben paramı alır almaz beni bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | حالما تتم قراءة تلك الوصية، و أحصل على مالي، لن تريني مجدداً أبداً |
| Çocuğunu alacaklar ve onu bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | سيقوموا بأخذ ذلك الطفل بعيداً عنكِ ولن تريه مجدداً |
| Ve seni seviyor olmasına rağmen, onu bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | وبالرغم من ذلك فهو سيحبكِ للأبد، وربما ليس من المفترض أن ترينه مجدداً |
| Ben de bacaklarımı kafamın arkasına uzatabiliyorum ama hiç göremeyeceksin. | Open Subtitles | أستطيع وضع رجلي وراء رأسي, لكنك لن ترى هذا مطلقاً |
| Anladın mı, bu parayı hiç göremeyeceksin. | Open Subtitles | أفهمت؟ ، أنت لن تري هذه النقود أبداً، ولا دولار واحد منها |
| Onlara bunu Bill'den çaldığını söyleyeceğim ve parayı bir daha göremeyeceksin! | Open Subtitles | سأقول لهم هذا أنك سرقته من بيل و لن تري المال مرة أخرى |
| Biliyorum evlenmemek için kafanda bir sürü sebep var ama bu düşüncelerden kurtulamazsan asıl olayı göremeyeceksin. | Open Subtitles | أعلم أن لديكِ حفنة من الأسباب تسيطر على رأسكِ لألاّ تُتمي الزواج. لكنّكِ لن تري الصورة الأشمل إن إستمرّيتِ على عنادكِ. |
| Kocanı göremeyeceksin çünkü kermes satışını organize ediyor olacaksın. | Open Subtitles | لن تري زوجك بعد الآن لانك ستنظمين بيع المخبوزات |
| Al da kıçına sok artık benim güzel kıçımı göremeyeceksin. | Open Subtitles | وضعها في مؤخرتك.. لأن مؤخرتي الجميلة.. لن تراها بعد ذلك |
| Sen yolculuğundan döndüğünde o gitmiş olacak, ve onu iki yıl daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | عندما تعود من سفرتك ستكون هي غادرتنا وسوف لن تراها لسنتان |
| İyi ama artık beni bu ringde göremeyeceksin. | Open Subtitles | أجل , إذاً فلن تراني بتلك الحلبة بأي وقتٍ قريب |
| Beni bir daha göremeyeceksin çünkü insanlığın geleceği için böyle olmak zorunda. | Open Subtitles | لن تراني ثانيةً أبداً، لأنّه لا بدّ مِنْ هذه الطريقة لضمان مستقبل إنسانيّتنا. |
| Vasiyet okunduğu ve paramı aldığım anda beni bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | حالما تقرأ الوصية وأخذ المال لن تريني مجددا |
| - Ben gerçekten çok üzgünüm, ...ayrılmanıza sebep olduğum için, belki de bir daha onu göremeyeceksin. | Open Subtitles | تعلمين بأنني آسف لانفصالكما و أنك على الأغلب لن تريه مرة أخرى |
| Sim, bir tanem. Yüzümü unutma çünkü bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | حبيبتي "سيم" تذكري وجهي فقد لا ترينه ثانيةً |
| Asla gerçek rozet ve silah göremeyeceksin ama en azından bunları alabilirsin. | Open Subtitles | لن ترى شارة حقيقية أو مسدس ولكن على الأقل حصلت على هذا |
| Onları bir daha asla göremeyeceksin ve bu senin suçun. | Open Subtitles | لم ولن تراهم مجدداً وكل هذا بسبب غلطتك |
| Gerçeği göremiyorsun ve çok geç olana dek göremeyeceksin. | Open Subtitles | لا يمكنك تبين الحقيقة ولن ترينها حتى فوات الأوان |
| Umarım çocuklarımla iyi vakit geçirmişsindir çünkü onları bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | آمل أن تكونى قد حظيتِ بمتعة زيارة أبنائى لأنكِ لن تريهم قطّ مجدداً، اخرجى |
| Buradan taşınacağız ve onu hiç göremeyeceksin! | Open Subtitles | إننا سوف ننتقل و لن ترين ذلك الفتى مُجدداً. |
| Bir dolunay daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | لن تعيشي لتشاهدي قمراً آخر مكتمل |