| Mücevheri nereye sakladığını bilmiyordum ama mektubu nereye koyduğunu bana daha önceden göstermişti. | Open Subtitles | و أنا لم أعرف أين قد خبأ البضاعة لكنه أراني من قبل أين يحتفظ بالخطاب |
| Enstitüdeki bir programcı arkadaşım göstermişti. | Open Subtitles | لقد رأيتهم، صديق لي يعمل بالبرمجة و لقد أراني |
| Mavili kısımlarla asker ölümlerinin çoğunun nasıl önlenebileceğini göstermişti. | TED | مظلّلة بالّلون الأزرق، أظهرت كيف أنّ معظم الوفيات بين الجنود كان يمكن منعها. |
| Annem bana bir YouTube videosu göstermişti ama saçını kestirmişsin. | Open Subtitles | لقد أرتني أمي مقطع فيديو على يوتيوب لكنك قصصت شعرك بالكامل |
| En iyi arkadaşım nasıl Afrika dansı yapılacağını göstermişti. | Open Subtitles | وأفضل صديق لي كينو علمني كيفية القيام بالرقصة الأفريقية. |
| General Hammond bize göstermişti. | Open Subtitles | لقد أرانا ذلك الجنرال هاموند |
| Şunları topluyordum. Bana nereden toplayacağımı göstermişti. | Open Subtitles | كنت اقطف هذه لقد اراني المكان الذي احصل عليهم منه |
| Enstitüdeki bir programcı arkadaşım göstermişti. | Open Subtitles | لقد رأيتهم، صديق لي يعمل بالبرمجة و لقد أراني |
| Biliyor musun, büyük büyük babam bir keresinde bir atamın yazdığı günlüğü göstermişti. | Open Subtitles | أتعلم أمراً , أراني جدّي الأكبر صحيفة مرّة |
| Bir keresinde evsiz bir adam bana Purple Head göstermişti, ama tekrar düşününce, onun askerî bir şey olduğundan hiç de emin değilim. | Open Subtitles | تلك المرة ، ذلك الرجل المشرد أراني رأسه البنفسجي لكن إذا تذكرته ، أنا لست متأكد أن هذا كان شيئاً عسكرياً |
| Bana göstermişti. | Open Subtitles | لقد أراني تلك الصورة لقد تُوفّيَت |
| Evet. Bana resmini göstermişti. | Open Subtitles | أجل، لقد أراني الصور قبل قليل. |
| Gözetmenim bir seferinde fotoğrafını göstermişti. | Open Subtitles | حسناً , مرشدي ذات مرة أراني صورة لواحد |
| Fakat araştırmalarım göstermişti ki bir ebebeyn yokluğunda yapılan itiraflar hatalı olma eğilimindedir. | TED | ولكن أبحاثي أظهرت أن اعتراف القاصر دون وجود أحد من والديه يكون عرضه للخطأ. |
| Çünkü bana daha kat edecek ne kadar çok yolum olduğunu göstermişti. | Open Subtitles | لأنها أظهرت ليّ ما قطعته من مسافة حتى الآن |
| Dogville onun için çok önemliydi ve onlara gerçek yüzünü göstermişti. | Open Subtitles | إهتمّتْ بدوجفي و أظهرت للبلدة وجهها، وجهها الحقيقي. لكن هل كان هذا كافياً؟ |
| Bana ayaklarını göstermişti bir kez. | Open Subtitles | لقد أرتني قدميها في إحدى المرّات |
| Onları aldığında göstermişti. | Open Subtitles | لقد أرتني إياها عندما حصلت عليهن |
| Bana, onlar için nasıl mermi yaptığını göstermişti. | Open Subtitles | أرتني كيف صنعت ذخيرة مخصصه له. |
| Guzmán kapının nasıl açılacağını kameralardan göstermişti. | Open Subtitles | غوزمان علمني كيفية تصويره بالكاميرا الأمنية |
| Denerim. Babam göstermişti. | Open Subtitles | ساحاول ابي علمني ذلك |
| Eric pasaportunu göstermişti. | Open Subtitles | (إريك) أرانا جواز سفرها. -إنّها (ماي نوين ). |
| Ama kocam, bir ara bana sürmeyi öğretirken pedalların hepsini göstermişti. | Open Subtitles | ولكن زوجي اراني كل الدواسات من قبل ذات مرة حينما حاول تعليمي كيف اتعلم |
| Bir keresinde bira içmiştik ve modifiye ettiği arabasını göstermişti. | Open Subtitles | شربنا الجعة معًا ذات مرّة وأراني سيّارتي حين كان يعيد تجميعها. |
| Bana annesinin bir fotoğrafını göstermişti. | Open Subtitles | لقد أرانى صوره لها |