| Bir daha asla geri alamayacağın bir parçanı senden götürecek. | Open Subtitles | سيأخذ جزءٌ منكِ إلى مكان بعيد ولن تستطيعين إستعادته أبداً |
| simdi bu genç adamla birlikte gideceksin ve seni kizina götürecek. | Open Subtitles | الآن أنتي ستذهبين مع هذا الشاب اللطيف وهو سيأخذك إلى بنتك |
| Şimdi bu sihirli pabuçlar seni iki saniyede evine götürecek. | Open Subtitles | والآن، هذا الحذاء السحري سوف يأخذك إلىالوطنفى غضونثانيتين. |
| Söylesene, evlendikten sonra, beni haftada iki kez alışverişe götürecek misin? | Open Subtitles | قل لي, هل ستأخذني للتسوق مرتين في الآسبوع بعد أن نتزوج؟ |
| İki haftamızı geride bırakmamızı kutlamak için beni kuzeninin kulübesine götürecek. | Open Subtitles | لذكري مرور اسبوعين علي عودتنا معا سيأخذني الي كابينة ابن عمه |
| Beni köyüm için iç kısımlara götürecek bir Afrikalı bulmak istiyorum. | Open Subtitles | أجل أريد أن أجد إفريقي لكي يأخذني داخل البلاد إلى قريتي |
| Bu rota bizi bu sulardaki en vahşi adaların yakınlarına götürecek. | Open Subtitles | سيأخذنا بالقرب من أكثر الجّزر وحشية في هذه المياه. |
| Hiç şüphesiz, bizi plan hakkında bazı cevaplara götürecek ve belki üstlerine. | Open Subtitles | بدون شك سوف يقودنا الى بعض الاجابات عن المؤامرة وربما عن رؤسائه |
| O insan çabası ki maceraperestleri bu yüzyılın erken bölümünde Mars'a götürecek. | TED | وهذه الهمّة البشريّة ستأخذ المُغامرين إلى المريخ في بدايات هذا القرن. |
| Sen cevaplar ararsın, bu yüzden her hafta birlikte oluruz, ve seni cevaplarına götürecek soruları sorarız. | Open Subtitles | أنت تريدى حلول لذلك نلتقى كل أسبوع لذا نسألك الأسئله التى تقودنا للحلول |
| Sence cesetlerimizi istasyona götürecek mi? | Open Subtitles | أتظنى أنه كان سيأخذ جثثنا الهامدة ويعود بها إلى المركز؟ |
| Şu an verebilecekleri fazla gemileri olmadığını biliyorum ama yolculuk zamanımızın neredeyse iki haftasını götürecek bu. | Open Subtitles | ليس لديهم الكثير من سفن الإنقاذ لكن ذلك سيأخذ أسبوعان من زمن رحلتنا |
| "Baban bizi balığa götürecek" dedi. "Sadece birkaç hafta içinde." | Open Subtitles | بابا سيأخذك للصيد خلال أسابيع هذا ما قالته لي |
| Sizi De Vil'in yerindeki yavrulara götürecek olan Albay'a yönlendirecek. | Open Subtitles | هو سوف يوصلك إلى الكولونيل والكولونيل سوف يأخذك مباشرة إلى جرائك وقصر فيل |
| Beni bu adadan götürecek olan denizaltıyı yokettikten sonra. | Open Subtitles | بعد تدميره للغواصة التي كانت ستأخذني من هذه الجزيرة |
| İkiniz de dışarı çıkıyorsanız, kim beni çello dersime götürecek? | Open Subtitles | إذا كنتما ستخرجون جميعًا من سيأخذني إلى دروس التشيلو ؟ |
| Ölümü anlama yolunda beni dünyanın her köşesine götürecek bir yolculuğun başlangıcı. | Open Subtitles | التي من شأنها أن يأخذني في جميع أنحاء العالم بحثا عن فهم الموت. |
| Bizi odasına geri götürecek ve böylece herkese büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu söyleyebileceksin. | Open Subtitles | و هو سيأخذنا للغرفة و أنت ستخبر الجميع أن هذا كله كان فقط خطأ كبير |
| Eğer burdan aşağı gidersek, bizi istediğimiz yere götürecek. | Open Subtitles | إن أخذنا هذا الطريق لأخره من المفترض أن يقودنا إلى المكان الصحيح |
| Eğer çarkı makaraya sararsa, tüm takımı birlikte götürecek. | Open Subtitles | إذا سحبت كامل البكرة ستأخذ السنارة بالكامل معها |
| Ve bu değerde bir gerçek, insanlığın varlığının doğasıyla ilgili, bizi kendimizi yoketmeye mi götürecek? | Open Subtitles | وإذا كانت الحقيقة بهذا الضخامة وأن معرفة كل هذه الطبيعة البشرية الموجوده حولنا يمكن أن تقودنا لندمرأنفسنا |
| Oradan da bir yük gemisi bizi uluslararası sulara götürecek. | Open Subtitles | من هناك، نركب سفينة شحن الّتي ستأخذنا إلى المياه الدولية. |
| Eve götürecek bir araç bulabilmem için burada beklesem daha iyi. | Open Subtitles | يمكنني الإنتظار هنا, لأحصل على توصيلة للمنزل |
| Ulusal güvenlik onu maksimum güvenliği olan binaya götürecek. | Open Subtitles | الحرس الوطنى سيأخذه إلى وسيلة حراسة مشددة |
| Volkoff mu? Çok iyi. Bu seni annene götürecek yol. | Open Subtitles | فولكوف، اعني هذا جيد، هذا سيقودنا إلى والدتك أليس كذلك؟ |
| Ertesi gün, yarış bizi akıl hastanesinin 50 km. yakınına götürecek. | Open Subtitles | بعد يوم غد، يأخذنا السباق ضمن 30 ميلا من هذا اللجوء. |