| Eşikte oturdum ve gözümden akan uykuyu engelledim. | Open Subtitles | جلست على عتبة الباب وفركت النوم من عيني. |
| Arkadaşın o kadar kötü ki o çalarken, ellerimi gözümden beynime kadar sokmak ve beynimi karıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | و لكن لأنها سيئة جدا هي تجعلني أشعر بأن أخرق عيني بأصابعي حتى أصل إلى المخ ثم أقلبهم جميعا |
| Hadi, bu hiç komik değil. Işığı gözümden çek. | Open Subtitles | هيا , هذا ليس مسلي ابعدي هذا الضوء عن عيني |
| Seni gözümden hiç ayırmayayım Lütfen bu gece sevgilin olayım | Open Subtitles | لن ادعك تبتعدي من ناظري لتبقي معي ليل نهار |
| Evet, şu benim cam gözümden dolayıdır - kendine ait bir zihni var. | Open Subtitles | نعم, انها عينى الزجاجية تنحرف هكذا ان لها عقلها الخاص |
| Bak, konuşman konusunda sana baskı yapmıyorum ama bazı şeyler gözümden kaçmadı. | Open Subtitles | انا لم اضغط عليك للتكلم حول هذا لكنني انتبهت لأشياء |
| Eski hayatımın ya da polislerin gözüyle değil, kendi gözümden. | Open Subtitles | ليسَ خلال عيونِ حياتي القديمةِ أو المحققّون الإتحاديون, من خلال عيوني الخاصةِ |
| Aman Tanrım! Beni gözümden vurdun! Çok acıdı. | Open Subtitles | يالهي , لقد اطلقت النار على عيني مباشرة انه يؤلمني جدا |
| Silah kuru sıkılarla doluydu ve beni gözümden vurdu. | Open Subtitles | والمسدس كان مليئا بطلقات فارغة ولقد أطلق رصاصة فارغة في عيني |
| Biliyorum ama yine de kendimi yerde gözümden kan fışkırırken buluyorum. | Open Subtitles | أعلم, والآن وجدت نفسي ملقىً على الارض . مع تدفق الدم من مقلة عيني |
| Eğer ben böyle bir çocukla çıksaydım onu kaybetmemek için banka soyar ve eroini gözümden alırdım. | Open Subtitles | إنّ كــان لدي شـاب مثل هذا ، كنت سوف أقوم بسرقة البنوك وأستخدم الهيروين من خلال حدقّة عيني حتى أبقي حبّنــا حيــاً |
| Şu çiçeklerle kızartma şeyini yapmıştı. gözümden yaş geldi valla. | Open Subtitles | قامت بهذا الشيء المقلي بالزهور الذي جعل الدموع تخرج من عيني |
| 6 milyon yıl önce olsaydı, gözümden vurmuş olurdun. | Open Subtitles | لقد أصبتني في المكان الذي كانت فيه عيني.. منذ 6 ملايين سنة سابقة. |
| Bir bilardo ıstakası alıp onu bir güzel tebeşirlemeni ve gözümden geçirip beynime... | Open Subtitles | واجلبي عصاة بلياردو، وقومي بشحذ طرفها إلى أن تصبح جيّدة وأريدك أن تدخليها في عيني |
| Russell'in beni gözümden vurmayacağını varsayarak söylüyorum ki değişeceğim. | Open Subtitles | على إفتراض أنَّ روسل لن يضربني في عيني... ... اناساتغير. |
| Biliyor musun Doug, çoğu erkek gözümden rahatsız olur. | Open Subtitles | أتدري يا "دوغ"، معظم الرجال يمتعضون بسبب عيني. |
| Seni gözümden hiç ayırmayayım Lütfen bu gece sevgilin olayım | Open Subtitles | لن ادعك تبتعدي من ناظري لتبقي معي ليل نهار |
| En aydınlık gün, en karanlık gecede hiçbir kötülük kaçmayacak gözümden. | Open Subtitles | في الأيام المشرقة والليالي المظلمة لن أدع أي شر يهرب من أمام ناظري |
| senin işin aşağıda biryerlerde, gözümden uzakta kalmak. | Open Subtitles | ،وظيفتك أن تبقي بعيدة عن ناظري بالأسفل في قسم العمليات |
| Çek şu ayağını gözümden, seni sakar öküz. | Open Subtitles | إبعد قدمك من عينى, ثور أخرق |
| Bak, konuşman konusunda sana baskı yapmıyorum ama bazı şeyler gözümden kaçmadı. | Open Subtitles | انا لم اضغط عليك للتكلم حول هذا لكنني انتبهت لأشياء |
| Gözünü gözümden ayırma. | Open Subtitles | مرحبا. توقّف عن النظر في عيوني. |