| Hayatını kurtardığınız çocuk muhtemelen aşı olmamıştır... yabancılarla dolu bir arabada seyahat etmesindense... benim gözetimim altında daha güvende olur. | Open Subtitles | الطفلة التي أنقذت حياتها لم تكن كذلك كما أظن لكني أعتقد أنها أكثر أماناً في رعايتي من سفرها في عربة مغلقة مع غرباء |
| At benim gözetimim altındayken kaçtı, oğlunun ölümünden beni sorumlu tutabilirsin. | Open Subtitles | الحصان هرب من رعايتي ربما تحمل مسؤولة الطفل ضدي |
| Ve bir kaç gün yatakta yatacaksınız, tercihen benim gözetimim altında. | Open Subtitles | ، وبضعة أيام تقضينها بالفراش ويفضل أن يكون هذا تحت إشرافي |
| gözetimim altında, dört yıllık cezasının kalanını tamamlıyordu. | Open Subtitles | كان يقضي المدة المتبقية لهُ من حكم بأربع سنوات سجن تحت إشرافي |
| Benim gözetimim altında olduğunu ve kasaya nasıl girdiğini göstereceğini söylerim. | Open Subtitles | ساخبرهم أنك تحت عهدتي وأنك هنا لتريني كيف دخلت الى القبو |
| Ve hepsinin gözetimim altında olduğunu tahmin edebilecek kadar aklın vardır herhâlde yavşak herif. | Open Subtitles | وانت ذكي كفايه لتتأكد انهم جميعاً تحت مراقبتي ايها الخقير |
| Anlamıyorsun. Benim gözetimim altındasın. | Open Subtitles | لااظنك تفهم الوضع انت تحت وصايتي ان فعلت شيئ سأقع في ورطة |
| Benim gözetimim altında. | Open Subtitles | حسناً، إنها تحت رعايتي عاجلاً أو آجلاً ستضطر لإخلاء سبيلها |
| 17 yılınızın çoğunda benim gözetimim altındaydınız çünkü. | Open Subtitles | كنتَ تحت رعايتي هناك لمعظم سنواتكَ السبعةِ عشر. |
| Burada yetkin yok. Bu hasta benim gözetimim altında artık. | Open Subtitles | ليست لديك أى سلطة هُنا ، تلك المريضة تحت رعايتي الآن |
| Dönüş yapacaklar bana ama bu sırada benim gözetimim altında olacaksın ve buraya gelme amacını yerine getirmeliyiz. | Open Subtitles | ,سيعودون إليّ ,لكن في الوقت الحالي ,أنت تحت رعايتي ويجب علينا ان نكمل العمل |
| Yani, bay Scofield'in haberim olmadan yaptığı bir şey yoksa, o, burada, Fox River'da gözetimim altında kalacak. | Open Subtitles | و هذا يعني أنه إلا إذا فعل سيد (سكوفيلد) شيئاً ليس لي به علم فإنه سيبقى في سجن نهر (فوكس) تحت رعايتي |
| Tüm veriler bu tesise aktarilacak ve arastirma, kisisel gözetimim altinda devam edecek. | Open Subtitles | كل البيانات ستحول إلى هذه المنشأة... والبحث سيستمر... تحت إشرافي الشخصي |
| Hayır, hayır. Bunlar sürekli benim gözetimim altındadır. | Open Subtitles | لا، لا، لا، همّ دائماً تحت إشرافي. |
| Başta kalmaya devam edeceksin, sadece benim gözetimim altında. | Open Subtitles | أنت ستبقى بمنصبك , فقط تحت إشرافي |
| Hâlâ o İspanyolların gözetimim altında olmasını istiyorum Grimaud. | Open Subtitles | مازلت أريد هؤلاء الإسبان في عهدتي يا غريمو |
| O kadın bir gözetimim altındaki bir zanlı. | Open Subtitles | تلك الامرأة مشبوهة و هي في عهدتي |
| Artık gözetimim altındalar. | Open Subtitles | هم الآن في عهدتي |
| Sarayda her daim gözetimim altında kalacaksın, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | ستظل تحت مراقبتي طوال الوت وأنت في القصر أمفهوم ذلك؟ |
| Benim gözetimim altında zehir boru hatlarına karıştı ve oradan da raflara ulaştı. | Open Subtitles | ...تحت مراقبتي تسرّب هذا السمّ إلى خطوط الأنابيب وإلى الرّفوف |
| Benim gözetimim. | Open Subtitles | تحت مراقبتي. |
| Prens, yani yeğenim ise, benim gözetimim altında ve benim yazılı iznim olmaksızın, kimsenin onu görmeye hakkı yok, olmayacak. | Open Subtitles | الامير ، ابن أختي وهو في وصايتي ولن يسمح لأحد برؤيته من دون موافقة كتابية مني |
| Ama DEO'dan, gözetimim altında serbest bırakılmanı istedim. | Open Subtitles | ولكني طلبت من الإدارة الإفراج عنك تحت وصايتي |
| Diğerlerini bilmiyorum ama benim gözetimim altındayken ben onay verene kadar hastanede kalırsınız. | Open Subtitles | -أنا لا أدري حول الآخرين لكن تحت عنايتي, تبقين في داخل المستفشى, حتى أأذن لكِ بالخروج |