| Bilgi güçtür, ve ben ona bu gücü vermek istemiyorum. | Open Subtitles | . المعرفة قوة , ولم ارد ان امنحه هذه القوة |
| ...seçmenlerin bana vermeyi seçtikleri güçtür. Bu yüzden bu seçime katılıyorum. | Open Subtitles | هي القوة التي يريدالناخبون اعطائها لي لهذا أقف فى هذا الإنتخاب |
| Güneş Mavi Gezegendeki tüm bu suların yukarı çıkmasını sağlayan bir güçtür. | Open Subtitles | الشمس هي القوة التي ترفع جميع المياه التي على هذا الكوكب الأزرق |
| Bilgi de bir nevi güçtür. Sen bunu herkesten iyi anlarsın. | Open Subtitles | المعلومات قوّة أيضاً، لكنك تعرف ذلك أكثر من أي أحد آخر |
| Nasıl derler bilirsin: Bilgi güçtür. | Open Subtitles | أتعرف كيف يقولون أن المعرفة قوه |
| Sayı üstünlüğü tek güçtür, bu yerde güç bizim olsun istiyorum. | Open Subtitles | القوه في هذا المكان بالكثر وأريد أن نكون نحن هذه القوه |
| Bu, insanların sahip olduğu tek büyük süper güçtür. | TED | و إن هذه هي القوّة الأعظم التي قد حصلنا عليها قط |
| İşbirliği benim kanserle savaşmama yardımcı olan süper güçtür. | TED | التعاون هو القوة الخارقة التي ألجأ إليها، لمساعدتي في محاربة السرطان. |
| Polis teşkilatı ya da ordu içinde olsun şiddet araçlarının kontrolü en ilkel biçimdeki güçtür. | TED | التحكم في وسائل القوة سواء كانت في الشرطة أو الميليشيا، هي السلطة في مراحلها البدائية جدًا. |
| Amerika tek süper güçtür. ve mühtemelen de öyle kalacaktir 10 veya 20 sene daha | TED | الولايات المتحدة هي القوة العظمى الوحيدة، وعلى الأغلب ستظل هكذا لعقدين أو ثلاثة عقود. |
| Dikkate değer en önemli şey güçtür. | Open Subtitles | الشيء الوحيد هو يعتمد على القوة النهائية |
| Ebeveyn olmak güçtür. O çembere girince diğerlerini dışlarsın. | Open Subtitles | أنْ نكُون أهل ، إنها القوة ، وتكون في تلك الدائرة مرة ، ستخرج كل شخص خارجاً |
| Bu farklı bir güçtür. | Open Subtitles | فهى تعطيك إحساس مختلف عن القوة قد تكون البلاغة والقيمة |
| Ben o zor, yani, ama pek yeryüzünde nihai güçtür. | Open Subtitles | أعني ، إنها ماكر ، لكنه بالكاد لديه القوة الغير محدودة في الأرض |
| Bilgi güçtür ama bu bilgiyi nasıl kullandığın senin iyi veya kötü olduğunu tanımlar. | Open Subtitles | المعرفة هي قوة.. ولكن كيفية استخدام هذه القوة يحدد ما إذا كنت طيباً أو شريراً |
| Sevgi ile dolu, tutkulu biri, kimsenin baş edemeyeceği bir güçtür. | Open Subtitles | إن الشخص العاطفي المغذّى بالحب هو قوّة لا يمكن لأحد أن يهزمها. |
| Ve en önemlisi, nitrik oksit bu plakla gelen iltihabı yok etmede önemli bir güçtür. | Open Subtitles | و اﻷكثر أهمية، إن حامض النتريك هو قوّة فاعلة ﻹزالة اﻹلتهابات التي تبدو بأنّها ترافق هذه الترسّبات. |
| Aşk bir uyum olduğu gibi yıkıcı bir güçtür. | Open Subtitles | الحب قوّة مدمرة بالقدر الذي هو فيه بنّاء |
| Tanrını hediyesidir ve büyük bir güçtür. | Open Subtitles | قوه هائله,عطاء من الله |
| Sizin profesyonelliğiniz, dünyada adalet ve iyiliğin üstün gelmesini görmek değil, açgözlülük ve güçtür. | Open Subtitles | و أظن أن إحترافيتك تعني الطمع و القوه بدلاً من الطيبه و العداله هي التي تسود العالم |
| - Sihir güçtür. O güçle başa çıkabilene kadar hiçbir şey öğrenmeyeceksin. | Open Subtitles | و قبل أنْ تستطيعي أخذ القوّة لن تتعلّمي أيّ شيء |
| Bilgi güçtür. | Open Subtitles | المعلومات مرادفاً للقوّة. |
| Su hayatın anahtarıdır, ama donmuş halde iken, gizli bir güçtür. | TED | الماء هو مفتاح الحياة، ولكن فى شكل متجمد، فهى قوة كامنة. |
| # Karşı konulamayacak bir güçtür kendisi Bir güçtür kendisi! | Open Subtitles | # إنها قوة بها لا يُستهان # # بها لا يُستهان # |