|      Kardeşimin yüzündeki bok yiyici gülüşünün arkasında az önce başardığı şeyin oldukça şaşırtıcı olması vardı.      | Open Subtitles |       الآن , وكدفاع عن تلك الإبتسامة القذرة المرتسمة على وجه أخي ما قام بتأديته للتو كان مُدهشاً      | 
|      İkincisi... gülüşünün arkasında... birşey saklıyordu.      | Open Subtitles |       الثـاني خلف تلك الإبتسامة كانت تخفي شياء      | 
|      Aile fotoğrafında çıkacaksın, bu yüzden sahte gülüşünün hakkını versen iyi olur.      | Open Subtitles |       سوف تُصبح في صورة العائلة، لذا من الأفضل أن تكون إبتسامتك الزائفة مثاليّة.      | 
|      gülüşünün güzelliğini hatırlatacağız Su bile dökemez eline o cılız      | Open Subtitles |       لا يمكنها حمل شمعة لجمال إبتسامتك      | 
|      Ve hayatımı gülüşünün sıcaklığında ve kanatlarının altında geçirmek istiyorum.      | Open Subtitles |       وأريد أن أعيش حياتي في دفء ابتسامتك وقوّة عناقك.      | 
|      Ah o gülüşünün sıcaklığı...      | Open Subtitles |       "الدفء الذي في ابتسامتك"      | 
|      gülüşünün sesini seviyorum.      | Open Subtitles |       فأنا أحب صوت ابتسامتها      | 
|      Onun gülüşünün bu havayı dağıtması için canımı verirdim.      | Open Subtitles |       أفترض أن مكانها حيث تملىء ضَحكتها الهواء.      | 
|      ...gülüşünün anlamını hiç anlayamadım.      | Open Subtitles |       كان معنى الإبتسامة أنها هجرتني      | 
|      Annabeth, bu mücevherler gülüşünün refakatini hak ediyorlar. Richard.      | Open Subtitles |       "آنـا بيـث) ، هذه الأحجار الكريمة) "تبدو جديرة بمرافقة إبتسامتك      | 
|      Onun gülüşünün bu havayı dağıtması için canımı verirdim.      | Open Subtitles |       أفترض أن مكانها حيث تملىء ضَحكتها الهواء.      |