| Bir şey diyeyim mi? Bu çok komik, insanlar arkandan gülüyorlar. | Open Subtitles | الأمر مضحك جداً حتى أن الناس يضحكون عليك بدون أن تعلمي |
| Leydim, insanlar bana, sana güldüklerinden çok daha uzun zamandır gülüyorlar zaten. | Open Subtitles | سيدتي، لقد كان الناس يضحكون علي قبل أن يضحكوا عليكِ بزمن طويل |
| Arkadaşları gülmeye başladı bile, çoktan katıla katıla gülüyorlar. | TED | و أصدقاؤه يضحكون سلفا. هم يضحكون مسبقا و بشدة. |
| Buna gülüyorlar, tamam mı? Bu bana göre değil. | Open Subtitles | يسخرون منا على هذا حسناً, أنا لا أوافق على هذا |
| O kadar iyiyim ki diğer hizmetliler gün boyunca bodrumda oturup sarhoş oluyorlar ve tanıdıkları bir aptalın arkasından gülüyorlar. | Open Subtitles | أنا جيد لدرجة أن البوابين الآخرين يجلسون طوال النهار يشربون الخمور ويضحكون على هذا الأبله الذي يفعل كل هذا |
| gülüyorlar çünkü orta-sağdan ortaya doğru çizin dedi, ve biraz karıştırdı. | TED | كانوا يضحكون لأن أحدهم قال أرسم من يمين المنتصف الى المنتصف، ثم بعدها خرب الموضوع |
| Ben bir komedyenim yani eğer ot almış birini güldürürsem, bu sayılmaz, çünkü onlar hep gülüyorlar. | Open Subtitles | فأنا مثل الممثل الهزلي إذا جاءتني ضحكة من إنسان في حالة نشوة فهي لا تحسب لأنهم دائما يضحكون |
| Üzgünüm, Tercüme alamadım. Neden gülüyorlar ? | Open Subtitles | عذراً, لم أحصل على ترجمة لهذا لماذا يضحكون ؟ |
| Ve yapamayınca da bana gülüyorlar! | Open Subtitles | و لا استطيع فعل هذا و الجميع يضحكون عليا |
| Sana bunu söylemek beni üzüyor ama sana gülüyorlar. | Open Subtitles | يؤلمني أن أخبرك بذلك ولكنّهم يضحكون عليكِ |
| Çok ilginç, evlat, Turkleton dediğimde, insanlar gülüyorlar! | Open Subtitles | بالله عليك لماذا حينما أقول أسمك الناس يضحكون |
| Her şeye gülüyorlar. Hepsini tavladık. | Open Subtitles | يضحكون على أي شيء نحن مسيطرين على الوضع جداً |
| Ortada komik bir şey yokken, durmadan gülüyorlar. | Open Subtitles | لا شيء مضحك,ولكنهم يضحكون بصوت مرتفع جداً |
| Sabahtan beri insanlar beni gösterip gülüyorlar. | Open Subtitles | فالجميع كانوا يشيرون إلي و يضحكون علي منذ الصباح |
| gülüyorlar, gülüyorlar. Gelmiş geçmiş en harika aksiyon macera hikâyelerinden birinde. | Open Subtitles | لا أصدق ذلك، يضحكون في واحدة من أعظم قصص الأكشن والمغامرات النادرة |
| Catanzaro dışındaki uzak bir İtalyan köyünde köylüler hala bıyık altından gülüyorlar. | Open Subtitles | في قريه ايطاليه نائيه خارج كاتانزارو السكان المحليين لا يزالون يضحكون حتى انقطعت انفاسهم |
| Şeker hastalığının durumu kötüleştirdiğini bildikleri için gülüyorlar. | Open Subtitles | انهم يضحكون لأنهم يعلمون ان السكري يفاقم الحالة قد يتطور ذلك لمرض لجهاز كامل |
| Pencereden merhaba dediğimde, bana gülüyorlar. | Open Subtitles | عندما أقول لك مرحبا من خلال النافذة فإنهم يسخرون مني |
| Arkadaşların sana gülüyorlar şuan, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أصدقائك هناك يسخرون منكِ. تعلمين ذلك ، أليس كذلك ؟ |
| İnsanlar sırf konuşmak için biraraya geliyor ve bana göre komik bile olmayan şeylere gülüyorlar. | Open Subtitles | الناس يتحدثون ويجتمعون ويضحكون على أمور لا أجدها مضحكةً إطلاقًا. |
| Bizler hakkında hikayeler anlatıp, gülüyorlar. | Open Subtitles | يضحكان ويتداولان قصص حربية حول طفولتنا. |
| Bana gülüyorlar mı? | Open Subtitles | يهزأون بي؟ |
| Bütün bu mutlu insanları görmeye dayanamıyorum gülüyorlar, el ele tutuşuyorlar, öpüşüyorlar. | Open Subtitles | لا أتحمّل رؤية كل هؤلاء الناس السعداء، يبتسمون, يمسكون بالأيادي، يتبادلون القبلات. |
| Dans ediyorlar ve gülüyorlar! | Open Subtitles | لقد أصبحوا مجانين إنهم يرقصون و يهتفون و يحملون ! |
| gülüyorlar ve aşırı samimi bir şeklide konuşuyorlardı. Birini gözetliyorduk. | Open Subtitles | شوهدا يجلسان بقرب بعضهما البعض و يتحدثان بحميمية " ويضحكان مع بعضهما لقد كنا نراقب فقط - |