| İzin ver hatırlatayım Ekselansları, isyan, Tanrı'dan cezalandırılmayı isteyen, en çirkin günahtır. | Open Subtitles | دعني اذكر سموك بان التمرد يعد خطيئة مخجله يؤدي لعقوبة من الرب |
| Hayatta karşına böyle fırsatlar çıktığında ona uzanmamak günahtır. Sana söylüyorum, günahtır. | Open Subtitles | عندما تمدّ الحياة يدها هكذا فخطيئة ألّا تلاقيها، أؤكّد لك أنّها خطيئة |
| Tanrı'nın hediyesini reddetmek büyük bir günahtır. | Open Subtitles | عدم استخدامك لموهبة هباك الرب اياها تعد خطيئة |
| Hayır, hayır. Böylesi fena bir ölüm hakkında bu şekilde konuşmak günahtır. | Open Subtitles | كلا ، كلا ، إن الحديث عن الموتي بهذا السوء لهو ذنب |
| Sizler için belki. Ama benim için en büyük günahtır. | Open Subtitles | ربما أنتم قد تفعلون، هذا هو ما أعتبره الخطيئة الأساسية |
| Kızım, gurur ölümcül bir günahtır ve sen ölmek için çok gençsin. | Open Subtitles | أيها الفتاة ، الكبرياء خطيئة مميتة و أنت صغيرة لتموتي |
| Merhamet, sonsuz bir günahtır. | Open Subtitles | الشفقة خطيئة أبدية الشعور بالشفقة نحو الضعفاء |
| Ama benim doğduğum yerde aç bir adamı göndermek günahtır. | Open Subtitles | لكن من حيث ولدت، انها خطيئة طرد رجل جائع |
| Fiziksel şiddet uzak durulması gereken bir günahtır daha kötü davranışlar için bir eşiktir. | Open Subtitles | العنف الجسدي هو خطيئة عليك أن تكون حذراً منه إنّه جسر خطير يؤدي للأفعال الأكثر شراً |
| Çünkü pişman olmadığın günahlar için günah çıkarırsan işte bu günahtır. | Open Subtitles | لأنك اذا اعترفت بأخطاء انتي لستي نادمة عليها -اذا تلك خطيئة |
| Kurtuluş hakkında hiç düşünmediysen de, çok günahtır. | Open Subtitles | حتى لو لم تفكري أبداً بالهداية فهذه خطيئة أيضاً |
| Selma, cevapsız bırakılan bir mesaj kadar olmasa da aldatmak da bir günahtır. | Open Subtitles | سيلما , الخيانة تعتبر خطيئة بقدر ما يعتبر الأمر خطيئة بعدم الرد على العديد من الرسائل الفورية |
| - Kürtaj günahtır. - Sen Cumhuriyetçisin. Böyle söylemen gerek. | Open Subtitles | الإجهاض خطيئة - أنت جمهوري عليك أن تقول ذلك - |
| Kaba konuşmak Tanrı'ya karşı değil, kibar topluma karşı bir günahtır. | Open Subtitles | السوقيّة ليست ذنب ضدّ الرب، لكنها ضدّ المجتمع المهذب. |
| - Böyle korkunç bir dünyaya bir çocuk getirmek daha büyük bir günahtır | Open Subtitles | ربما أكثر من ذنب ان تجلب طفل إلى هذا العالم القاسي. |
| Her zaman dediğim gibi, merhametin önünde dikilmek büyük günahtır. | Open Subtitles | كما اقول دائماً، من الخطيئة أن نقف في وجه الرحمة |
| Hayat standardına gelince, bir zamanlar bilge bir kişi... ..gerekli olmayan şey günahtır demişti. | Open Subtitles | أمّا فيما يتعلق بالنموذجيّة فهناك حكيم قال ذات مرّة أن الخطيئة موجودة في الأشياء غير الضّرورية |
| Bu bir başkanın yapabileceği en büyük günahtır. | Open Subtitles | هذا أسوأ إثم ممكن أن يرتكبه رئيس البلاد |
| Nedensiz yere öldürmekte günahtır Peder. | Open Subtitles | من الإثم القتل بلا سبب. أبتاه , لقد جعلوني آثما. |
| Kibir ölümcül bir günahtır, Artista. | Open Subtitles | الفخر من الخطايا السبعة المميتة أيها الفنّان |
| Bunu inkâr etmek en büyük günahtır. | Open Subtitles | إن إنكار ذلك لخطيئة مميتة. |
| ! Doğum kontrol, günahtır. Çocuk, harika bir şey. | Open Subtitles | ، تحديد النسل حرام البنون زينة الحياة الدنيا |
| Bu Tanrı'ya karşı bir günahtır! Bu ülkeye karşı bir günahtır! | Open Subtitles | تلك خطيئه فى حق الله تلك خطيئه فى حق البلد |
| Bu büyük günahtır, Ray. | Open Subtitles | هذه خطئية كبيرة |
| Yasadışılığını bırak biz Katolikler için en büyük günahtır. | Open Subtitles | -بل أكثر من ذلك إنّه إثم مميت بالنسبة لنا نحن الكاثوليكيّون، معصية جزاؤها جهنّم |
| Çünkü çıplak dolanıp böyle şeyler yapmak günahtır. | Open Subtitles | المشي بدون ملابس وكل افعالكم تلك اثم |