| -Altı saatte bitirmeye bak. Polis Şubesi Güneş doğmadan ölüm sebebinin belirlenmesini istiyor. | Open Subtitles | نهدف إلى ستة ساعات مركز الشرطة يريد تقرير الطب الشرعي مع شروق الشمس |
| Her şey yolunda giderse Güneş doğmadan önce yanınızda olurlar. | Open Subtitles | سارت الامور بشكل جيد، ينبغي في موقعك قبل شروق الشمس. |
| Ama biz Güneş doğmadan önce yol, buradan çıkmalıyız. Tamam mı? | Open Subtitles | لكن يجدر بنا الخروج من هنا قبل شروق الشمس بفترة طويلة |
| Size, bu sabah Güneş doğmadan hemen önce başıma gelen bir şeyi anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن اقول لكم شيئاً أيها الناس شئ قد حدث هذا الصباح قبل أن تشرق الشمس |
| Güneş doğmadan önce doğru dürüst paralara oynayacak mıyız? | Open Subtitles | هل تنوون البدء بالرهانات الحقيقية قبل طلوع الشمس أم لا ؟ بدلا من لعب العيال هذا ؟ |
| Güneş doğmadan işe gidiyor, battıktan çok sonra işten çıkıyorum. | Open Subtitles | أصل للعمل قبل مطلع الشمس وأغادر بعد مغيبها. |
| Güneş doğmadan gideceğim. | Open Subtitles | ابق الحصان مستعداً, سأغادر قبل شروق الشمس |
| Bu nedenle, kitabı bulup, iksiri yapmalıyız... ve Güneş doğmadan Salem çocuklarının hayatlarını içmeliyiz. | Open Subtitles | لذلك يا أخوتى فإن الأمر يعنى أننا يجب أن نجد الكتاب لتحضير الجرعة ونسلب حياة الأطفال قبل شروق الشمس |
| Ağzımdaki bu berbat tadı silmek için Güneş doğmadan önce birini öldürmem lazım. | Open Subtitles | هيا نذهب , أحتاج لقتل عنيف حقيقي قبل شروق الشمس لإبعاد تلك الفضلات عن نظامي |
| Yürüyerek Güneş doğmadan önce oraya varamayız. | Open Subtitles | لايمكننا فعل ذلك على أقدامنا قبل شروق الشمس |
| Noel Günü, Güneş doğmadan önce sana da gelecek gelirken de özel sihrini kullanacak. | Open Subtitles | في وقت شروق الشمس يأتي عيد الميلاد وسيأتي عندك أيضا بإستخدام |
| Güneş doğmadan hemen önce hastaneye geldi burkulmuş bir bileği, bir kalp krizini ve bir de el kesiğini tedavi etti. | Open Subtitles | لقد ظهرت في المستشفى قبل شروق الشمس عالجتَ ركبةٌ ملتوية، نوبة قلبية وجرحٌ في اليد |
| Aslında Güneş doğmadan önce çıkıp balık pazarına gittim. | Open Subtitles | في الواقع، خرجت قبل شروق الشمس للذهاب إلى سوق الأسماك |
| Ne? Güneş doğmadan önce onu karadan uzaklaştıramazsak, ölecek. | Open Subtitles | إذا لم نبعده عن اليابسة قبل شروق الشمس سوف يموت |
| Ne? Güneş doğmadan önce onu karadan uzaklaştıramazsak, ölecek. | Open Subtitles | إذا لم نبعده عن اليابسة قبل شروق الشمس سوف يموت |
| Güneş doğmadan Meksikalı kötü bir gece daha geçiriyor. | Open Subtitles | لم تشرق الشمس بعد و المكسيكيون يوماً سيئاً آخر |
| Güneş doğmadan sana taze besin bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نجد لك غذاء طازجاً قبل أن تشرق الشمس |
| Ona gerçekten değer veriyorsan şu anda onu alıp arabana atlar ve Güneş doğmadan doğruca Bom Temps'e yollanırsın. | Open Subtitles | اذا كنت بحق مهتما بها ستأخذها لسيارتك هذه اللحظـة وتذهب بها لـ بون تمبس قبل طلوع الشمس |
| - Güneş doğmadan halletmem gereken bir mesele var. | Open Subtitles | ثمة مكان عليّ الذهاب إليه قبل مطلع الشمس |
| Baba, eğer şimdi yola çıkarsak bir sonraki uçuşla Güneş doğmadan önce herkes uyanıkken eve varabiliriz. | Open Subtitles | أبي إن غادرنا الآن فيمكننا اللحاق بالرحلة ونعود إلى الوطن والجميع يقظون قبل الشروق |
| Güneş doğmadan bir süre önce denizdeki bir petrol kuyusunda buluşacaklar. | Open Subtitles | هم يَجتمعونَ على منصّةِ تنقيب عن النفط، بَعْض الوقتِ قبل شروقِ الشمس. |
| Antik Mayalar, döngüdeki bir noktaya özel bir önem atfettiler: Venüs'ün gökyüzünde kaybolduktan sonra ilk defa Güneş doğmadan ortaya çıkması. | TED | أعطت حضارة المايا القديمة أهمّية خاصّة لهذه النقطة في الدورة: والذي كان الظهور الأوّل لكوكب الزهرة قبل الغروب بعد أن كانت غير مرئيّة. |
| Güneş doğmadan önce sol elinle ekmeğe yerleştireceğin beyaz susamlı şekeri bir kara ineğe yedir. | Open Subtitles | أعطي بقرة سوداء حلوى مصنوعة من السمسم الأبيض ملفوفة بخبز دقيق الذرة وأطعميها بيدك اليسرى قبل بزوغ الشمس |