|  Güney Fransa'daki en çekici kadınla gidiyorum.  | Open Subtitles |   أنا ذاهبٌ مع أكثر إمراة سحراً في جنوب فرنسا  | 
|  Bu, sanki Güney Fransa'daki bir lavanta bahçesindeymişim gibi başımı döndürüp, sersemletiyordu.  | Open Subtitles |   لقد جعلني هذا أشعر بالنعاس والدوار وكأننا كُنا في منتصف حقل للخزامى في جنوب فرنسا  | 
|  Güney Fransa'daki bir Ortaçağ kasabası.  | Open Subtitles |   إنها مستلهمة من القرون الوسطى (قرية (كاركاسون) في جنوب (فرنسا  | 
|  Güney Fransa'daki bir Ortaçağ kasabası.  | Open Subtitles |   إنها مستلهمة من القرون الوسطى (قرية (كاركاسون) في جنوب (فرنسا  | 
|  Bu, Güney Fransa'daki Ardèche Nehri.  | Open Subtitles |   (هذا هو نهر الـ(أرديش في جنوب فرنسا  |