| Bu, ordunun bana verdiği bir kaç mikro meteroit. Bunlar Güney kutbunda içme suyu kuyularından çıkarılıyor. | TED | هذه هي بعض النيازك الدقيقة التي أعطانيها الجيش، وقد حصلوا عليها من آبار الشرب في القطب الجنوبي. |
| Ancak Güney kutbunda da bir kutup var ve oraya yaya olarak, yardım almadan, destek almadan, en zor rotadan, 1.500 kilometreye rekor sürede, tarihte herkesten daha fazla yük taşıyarak ulaştık. | TED | لكن يوجد هنالك قطب في القطب الجنوبي و مشينا الى هناك ، دون مساعدة ودون دعم، عبر أصعب طريق مسجلين 900 ميل كأسرع وقت. ساحبين وراءنا أثقل وزن يسحبه شخص في التاريخ |
| Bir ay önce bugün Orada duruyordum. 90 derece güneyde dünyanın en altının tepesinde: Coğrafi Güney kutbunda. | TED | من شهر واحد بالضبط لقد وقفت هناك 90 درجة جنوبا في قمة اسفل العالم . القطب الجنوبي الجغرافي |
| Güney kutbunda büyük bir bilimsel üs var. | TED | في القطب الجنوبي هناك قاعدة علميه وتملك مدرج خاص بها. |
| Ben Kuzey kutbunda, sen de Güney kutbunda olsan bile biz tüm dünyayı unutup, yine bir araya geliriz. | Open Subtitles | على الرغم أنني من مقاطعة الشمال وأنتِ من الجنوب نحنُ سنكون سوياً ولا تنسي العالم كله |
| Güney kutbunda daha ötesi yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك نقطة أبعد إلى الجنوب من القطب الجنوبي. |
| Güney kutbunda neler yaptığımızı araştıran dünya dışı arkeologlar olacak mı? | Open Subtitles | سوف يكون هناك علماء آثار غرباء من كوكب آخر تحاول معرفة ما كنا نقوم به في القطب الجنوبي. |
| Güney kutbunda taç deliğine girecek. | Open Subtitles | دخول الفتحة التاجية في ذروة القطب الجنوبي |
| Kanser, hasta Güney kutbunda olmasa bile kabullenmesi zor bir tanı. | Open Subtitles | السرطان تشخيص صعب على المريض حتى وإن لم يكن في القطب الجنوبي |
| 75 milyon yıl sonra Güney kutbunda toplanmış olacaklar. | Open Subtitles | بتقديم الزمن 75 مليون سنة ستتجمع القارات معاً تجاه القطب الجنوبي |
| En son Güney kutbunda iyileştiğini duymuştum. | Open Subtitles | اخر مرة سمعت بها كانت عندما كنت تتعافين في القطب الجنوبي |
| Komutan Ikari şu anda Güney kutbunda. | Open Subtitles | . القائد [ أكاري ] في القطب الجنوبي الأن |
| Vay, Güney kutbunda böyle şehirlerimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا مدن مثل هذه في القطب الجنوبي |
| Penguenler Güney kutbunda yaşar. | Open Subtitles | البطاريق تعيش في القطب الجنوبي |
| Hasta Güney kutbunda sıkışmış durumda. | Open Subtitles | المريضة محتجزةٌ في القطب الجنوبي |
| Enceladus'un Güney kutbunda bunlar olağanüstü büyük çatlaklar. | Open Subtitles | هناك هذه الصدوع الكبيرة الرائعة "عند القطب الجنوبي لـ"إنسيلادوس |
| Fransız'ın biri arabasıyla geri viteste Sahra Çölünü aşmış, ben de Everest zirvesinde yalınayak koşacak ilk atleti veya Güney kutbunda yaylı baston ile ilk hoplayanını bekliyorum. | Open Subtitles | ذلك الفرنسي عبر الصحراء الكبرى مع مجموعة عتاده في سيارته، وأنا في انتظار وصول العداء الحافي الأول إلى قمة "إيفرست" أو الأول الذي قفز في القطب الجنوبي على عصا البوجو. |
| Böylece Antarktika hala ılıman ve ormanlık bir halde Güney kutbunda tek başına kaldı. | Open Subtitles | و ترك ذلك (أنتارتيكا) أن ، تمكث وحيدة في القطب الجنوبي . لا زالت معتدلة و مليئة بالغابات |
| Lütfen, Güney kutbunda! | Open Subtitles | من فضلك، إنهُ في القطب الجنوبي! |
| Ben Kuzey kutbunda, sen de Güney kutbunda olsan bile biz her durumda eşit durumdayız. | Open Subtitles | على الرغم أنني من الشمال وأنتِ من الجنوب نحنُ شركاء متساويين في كل المواقف |