| İşte döndüm ve iyiyim. Ve her şey eski günlerdeki gibi olacak. | Open Subtitles | أنا عدت وأنا بخير وكل شيء سيكون كما عهدناه في الأيام الخوالي |
| Yardıma geldik. Tıpkı eski günlerdeki gibi. Senin evli olmanı saymazsak. | Open Subtitles | نحن هنا للمساعدة , كالأيام الخوالي بإستثناء كونك متزوجاً وكل شيئ |
| Aynı eski günlerdeki gibi. Ben kötü adam olayım, Sende iyi adam ol. | Open Subtitles | مثل الأيام الخوالي يا رجل ، أنا سأكون الرجل الشرير وأنت هو المنقِذ |
| Eski günlerdeki gibi. Ali Macid'i hatırladım. | Open Subtitles | مثل الأوقات القديمة ، بيتشى يذكرنى ب على ماجد |
| Evet, tıpkı eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | منتصف الليل , صحيح ؟ أجل مثل الأوقات الغابره |
| Şu anda o kadar güçlü değiliz. Yani, başarmak için her şeyi yaptığımız günlerdeki gibi. | Open Subtitles | "لم نعد اليوم من القوّة التي كانت تجترح المستحيل في الأيّام الخوالي" |
| Doğruyorlar, parçalıyorlar, eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | التقطيع , التشريح , و التقسيم مثل الايام الخوالى |
| Harvey şaka bir yana eski günlerdeki gibi birlikte çalışmamızla ilgili dediklerin... | Open Subtitles | لندع المزح جانبا مالّذي قلته من قبل حول عملنا معاً كالأيام الخوالي |
| Her şey bittiğinde eski günlerdeki gibi, içki alemlerine devam ederiz. | Open Subtitles | وحين ينتهي الأمر سنعود للمرح الصاخب, كالأيّام الخوالي. |
| Tekrar beraber olmak çok güzel tıpkı eski günlerdeki gibi, ve kendimi şimdi çok daha iyi hissediyorum. | Open Subtitles | انه لمن الرائع أن نجتمع ثانية مرة أخرى مثل الأيام الخوالي أشعر بالتحسن |
| Keşke eski günlerdeki gibi davulcumuz da olsaydı. | Open Subtitles | اتمنى لو كان لدينا طبّالون هنا بثياب مذهبة، كالايام الخوالي |
| Sadece şunu söylemek istiyorum ki, dün gece eski günlerdeki gibiydi. | Open Subtitles | أريد فقط أن أقول.. حسنا , البارحة , كانت كالأيام الخوالي! |
| Gidip bir film izlemek istiyorum ben, eski günlerdeki gibi, değil mi, Johnny? Doğru, oğlum. Hadi. | Open Subtitles | أريد رؤية فيلم مثل الايام الخوالي, صحيح, جوني؟ |
| Tıpkı eski günlerdeki gibi Sonia ile buraya çok sık geliyorum. | Open Subtitles | لقد جئت هنا في كثير من الأحيان مع سونيا تماما مثل الأوقات القديمة |
| Eski günlerdeki gibi, değil mi? | Open Subtitles | إنه يبدو مثل الأوقات القديمة , أليس كذلك؟ |
| Eski kafalı olduğumuz zamanlar gibi keş adam buracıkta hepsini çıkartıp atardı eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | كلنا كبار في السن لما لا نرجع كما في الأوقات القديمه |
| Senin yardımınla görüşmeleri ilerleteceğiz, tıpkı eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | يمكنك مساعدتنا على التفاوض، مثل الأوقات الطيبة الماضية. |
| "O eski günlerdeki gücümüzde değiliz artık Dağları yerinden oynatırdık oysa | Open Subtitles | "لم نعد اليوم من القوّة التي كانت تجترح المستحيل في الأيّام الخوالي" |
| Çok iyisin. Eski günlerdeki gibi olacak. Biliyorum. | Open Subtitles | أنت طيب , ستكون مثل الأيام الخوالى أعرف ذلك |
| Burası daha samimi. Eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | حسنا، هذا المكان أدفأ يذكرنا بالأيام الخوالي، أليس كذلك؟ |
| Eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | انظري لنا، صحيح؟ بالضّبط كالأوقات القديمة |
| Evet Dimitri, bir kez daha yardımına ihtiyacım var, eski günlerdeki gibi, değil mi? | Open Subtitles | حسنا ديمتري , ثانية أحتاج مساعدتك كما في الايام الماضية , ها ؟ |
| Ivan Anatolivich Fontanov, eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | (إيفان أنتالوفيتش فونتانوف)، كأيام الخواليّ |
| Ayrıca otelde cinayetlerin olduğu günlerdeki kamera kayıtlarına baktık ve bir şey çıkmadı. | Open Subtitles | نظرت كذلك الى كاميرات المراقبة لفندق شارع هدسون في الأيام التي حصلت فيها الجرائم ولم اجد شيئا |