| Matematiği işe kattığınızda, sadece estetik sebeplerle ya da sadece güzel birşey üretmek için, çözdüğünüz problemler, dönüp dolaşır ve gerçek hayatta bir uygulamaya sahip oldukları ortaya çıkar. | TED | نستخدم الرياضيات لحل المشكلات التي لها قيمة جمالية فقط أو لصنع شيء جميل بدوره يتحول إلى تطبيق في عالم الواقع |
| Gerçekten tamamen birleşik birşey yapmak, güzel birşey. | TED | ف.ن. : ونقوم بصناعة منتج متكامل، شيء جميل |
| Çocuklar, onun için... giyecek güzel birşey bulmanızı istiyorum. | Open Subtitles | يا شباب .. أريدكم أن تحصلوا على شيء جميل لترتديه |
| - İnsanları irkiltmekten hoşlanıyorsun, bu güzel birşey. | Open Subtitles | أنت تحب التحديث وهذا أمر جيد -نعم .. |
| - İnsanları irkiltmekten hoşlanıyorsun, bu güzel birşey. | Open Subtitles | أنت تحب التحديث وهذا أمر جيد -نعم .. |
| güzel birşey söyle. | Open Subtitles | قل شيئا حسنا. |
| güzel birşey söyle. | Open Subtitles | قل شيئا حسنا. |
| Ama bu çirkinliklerin arasında er-geç güzel birşey bulacaksın. | Open Subtitles | لكن مع كل القبح ستجد في النهاية شيء جميل |
| Her dakika bizi saran kahroları deliliğe karışmamak çok güzel birşey olmalı. | Open Subtitles | بالتأكيد شيء جميل أن لا تتورط في الجنون الذي يحيط بنا في كل مكان. |
| Biriyle gerçekten bağ kurduğunda, bu bayağı güzel birşey. | Open Subtitles | إنه فقط عندما عند القيام بتواصل عاطفي مع شخص إنه شيء جميل |
| Daha önce, hiç böyle güzel birşey söylememişti. | Open Subtitles | انه لم يقل شيء جميل هكذا من قبل |
| Bu güzel birşey. | Open Subtitles | إنه.. إنه شيء جميل |